Her şeyden önce parlamenter demokrasiyi şiddetle dışlayan faşizm, bireyciliği reddeder,liberalizmi eleştirir, akılcılığın ve hümanizmin kritiğini yapar. Bu bakımdan faşizm esasen topyekün bir red hareketi olarak ortaya çıkar. Devletin mutlak üstünlüğüne dayanarak kişiden, Devletin kurallarına sıkı sıkıya uymasını savunur. katıDisiplin, itaat ve devlet yüceltilir. Hareketi yönlendiren yüce bir amaç sunulur. italyan faşizminde bu Roma imparatorluğudur. Liberalizmin tüm konumları şiddetle eleştirilir. italya'da ve Almanya'da son derece saldırgan bir milliyetçiliğe dayanan faşizm, bu ülkelerde özel bir cemaat hayatına özlem duyarak başarılması için sınıf mücadelelerine düşman tavır takınmış, tarihi baştan yorumlamış ve kollektif hayalin top yekün politizasyonuna ulaşmaya çalışmıştır. Tek vücutçu ve siyasî faaliyetleri lekele alması yönüyle de tekelci ve ayrıca otoriter bir rejim olarak, tarihin akış yönünde seyrettiğini iddia eder. Faşizm, her halükârda, totaliter, kuvvetli, şekilde merkeziyetçi ve katıksız biçimde hiyerarşiktir. Gençleri, yaratıcı güç diye göklere çıkardığı hayal gücü ve kuvvet içgüdüsü ile coşturur; tek bir ideal gösterir: "inanmak, itaat elmek, savaşmak."