Saygı duruşunda kimler niye ıslık çalar? Sorunsalı üzerine, yazıyorum.
kendini, kendinin de bilmediği “bizler” odasına kapatmış. dış dünya ile ilişkisini kesmiş, olayları sadece “misilleme ve sonuç” itibari ile görebilen. sadece “ben ve biz” merkeziyetçi olan, inandığından başka hiçbir görüşü dinlemeye dahi tahammül edemeyen. hiçbir etkisi olmadığı halde doğduğu topraklardan, ırkından ötürü kendini üstün sayan, aynı kendisi gibi başka bir yerde doğan kişi için, “hiç iyi şeyler düşünmeyen”.
bu yazıyı okurken, kendinin farkına varan “la gardaş onlarda bizim ölülere saygı duymuyor” diye düşünen, (sanki fransız sosyolojisi üzerinde master yapmış).
galiba askerden kalma bir huy olan, toplu cezayı gerçek hayatta da isteyen.
belki fransa hükümetinin yanlış politikasını, sadece bütün fransızların ölümü ile tatmin olabilen.
teklif ettiği kız reddedince “zaten oro..” diyen, survivor da turabi’yi destekleyen, liderlik vasıflarını “sert, bağıran, kavgacı” tip olarak tanımlayan, tartışma deyince aklına kavga gelen, “karı gibi yaşamadım” diyen kişilerdir;
konya da ki, istanbul da ki milli maçta ıslık çalanlar. ölüye sevinenler.
askerlik demişken aklıma geldi; benim askerlik yaptığım nöbet kulübesinde, “askerin silah kullanma yetkileri” diye bir yazı vardı. aklımda kaldığı kadarıyla birçok maddenin özeti şuydu “seni öldürecek olanı öldür”.
“mantığın olmadığı” askerde bile, mantık buyken. bu arkadaşların mantığının hangi mantıktan geldiği mantığım almıyor.
ayrıca, malum mantığı islami bir bakış açısı ile savunan arkadaşlara;
“hiçbir günahkar, başka bir günahkarın günah yükünü yüklenmez” isra-15
“ kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur.”maide-32 (dikkat ederseniz müslüman demiyor “kim bir cana” diyor)