--Abdulbaki Gölpınarlı: Sabretmek ve namaz kılmak hususunda Allah'tan yardım dileyin. Bunlar ağır ve büyük şeylerdir ama saygılı kimselere göre değil.
diğerleri:
--Abdullah Parlıyan: Ey mü'minler! Sabır ve namaza sarılarak Allah'tan yardım dileyin. Bu tam bir sığınma duygusu içinde yürekten Allah'a yönelenler dışında, herkes için zor bir iştir.
--Ahmet Tekin: Sabredip, mücadeleye devam ederek, kendinizi eğitip sıkıntılara katlanarak, kötülüğe engel olup iyilik yaparak, namazları kılarak Allah’tan medet umun, size arka çıkmasını isteyin. Bunlar, tam bir teslimiyetle Allah’a imanın, kulluk ve itaatin şuuruna erip saygılı davrananların dışındakilere ağır gelen kulluk görevleridir.
şimdi niçin böyle mesnetsiz bir iddia ortaya attığına bakalım;
çoğu insanın nefsine namazı kılmak ve kıldığı namaza göre yaşamak, sabretmek, mücadele etmek, zor ve ağır gelmektedir. bunu da namaza, dine inanca bağlayıp kapatmaya çalışmaktadırlar. işine gelmediği için gerçekleri çarpıtarak kendince, kendi kendisini haklı göstermektedir. taraftarda bulabilir bu noktada zira aynı düşünen ve yaşayan baya bi insan var şu an. fakat bunu düzeltmek bizim elimizdedir ve asla imkansız değildir.
aslında dinin hakikatini, imanın özünü, allahın varlığını ve birliğini, bilmeden istemeden ve farkında olmadan, tepki vererek doğrulamaktadır. zaten ilahi kitabımız da bu hastalıklı nefsin mahiyetini el bakara 45 ayeti kerimesinde gayet güzel açıklamaktadır. cenabı hakk hem insan fıtratını haber veriyor, hem dikkat çekiyor hem de ikaz ve irşad ediyor.
allah cümlemizi muhafaza buyursun ve cümlesine hidayet nasip etsin.