sözlük yazarlarının itirafları

entry163124 galeri video563 ses32
    130297.
  1. Uzun zaman önce fark ettim. Ben "hareketlerimin sonucu ne olur?" Diye soramıyorum kendime. Çünkü hesaplamayı bilmiyorum. Bir gün öldürüleceğime eminim. Bir gün sıkıntıdan ya da yorgunluktan karşı koyamayarak beni öldürmelerine izin vereceğim. Doğal nedenlerle ölmeyecek kadar doğa düşmanıyım çünkü. Doğa düşmanlığımın en büyük ispatı ise topraktan nefret ediyor olmam. Attığım her adım, bugüne kadar içine gömülmüş ve karışmış milyarlarca ölüyle dolu. Birinin burnu, diğerinin ayakları.. Bunların üzerine basarak gidiyor milyarlarca insan işine, okuluna, evine. Hepimizin bastığı yerde ceset var. Hepimizin altında bir ölü var. insanlık, gömdüğü yakınlarının üzerinde yürüyor. insanlık, ölümün üstünde duruyor, koşuyor, spor yapıyor, sevişiyor..

    Yarar yok bu dünyada. Ölüm varsa yarar yok. Ölüm bütün sihri bozar. Kurtardığın hayatlar da ölür. Aldığın ödüller de paslanır. Doğduğun ev de yıkılır. her zaman ölüm kazanır. O yüzden kimse uyandırmasın kimseyi. Herkes mutlu çünkü uyurken. En kötü kabus bile iyidir hayatın kendisinden.

    Mesela ben küçükken, yıllar önce, okuduğum kitaplardaki, izlediğim filmlerdeki yalnız insanlara özenirdim hep. Yalnızlara. Konuşacak kimsesi olmayanlara. Sonra hayat beni buralara getirdi. Tabii ayaklarımın ve düşüncelerimin azımsanamayacak yardımıyla. Ve artık o roman karakterlerinden biri oldum. O kitaplardaki yalnızlığı çok gösterişli bulurdum. Aynı zamanda da korkutucu. Kendime "bu kadar yalnız kalınabilir mi?" Diye sorardım. Sosyal hayvan insan, dayanabilir mi kimsesizliğe? Ama artık biliyorum yalnızlığın korkulacak bir yanı olmadığını. Tabii bunu ruh sağlığı yerinde ve içlerinde tek bir kişilik taşıyanlar için söylemiyorum. Sözüm, benim gibi içinde binlerce ruh taşıyanlara, efsanelerdeki canavarlar gibi yedi kafalı tek bedenli insanlara. Ben hep kalabalık oldum aslında. Şehrin uzağındaki bir semte giden günün tek otobüsü kadar kalabalık. Tıkış tıkış. Herkesin üst üste olduğu bir otobüs kadar. Ama kendimden bir tane daha olmadığı için, hep nefret ettiğim şu klişe söz grubuna ben de dahil oldum; kalabalık içinde yalnızlık! Ve zamanla en büyük korkum oldu, belli bir gruba dahil hale gelmek. Sayıca kalabalık bir teşkilatın üyesi olmak utanç verici geliyor bana. O yüzden kaçtım ben de. Ama sonra fark ettim ki, ne ben, ne de bir başkası hiçbir yere ait değildi. Ait olmak bir kandırmacaydı küçük çocuklara anlatılan. Hiçbir yerde hiç kimse beklemiyordu hiç kimseyi. Ne kadar yalnızsan o kadar uzağa gidersin. Ne kadar terk edersen o kadar ölürsün.. kaldım ben de olduğum yerde. Her şeyi denedim. Belki de sorun buydu. Ben ne istediğimi bilememiştim hiçbir zaman. Ve dolayısıyla her şeyi deniyorum. Belki görünce istediğim, uğruna yaşadığım şeyi hatırlarım diye.
    Bu şekilde her şeyi deneyerek de çok şeyi yok ettim, yok ettik zaten. insanlığımızı, ahlakımızı, dünyayı çok uzun zaman önce yok ettik. Ve hissediyorum. Şimdi sıra anılarımızda ve hayallerimizde..
    37 ...