geç fark ettiğim bir hazine(bu hususta kendime çok kızgınım, internet sitelerinden sabri'nin eşine ne renk spor araba aldığını bilen "bene" kızgınım) ama yavaş yavaş bozdurup harcıyorum altınları. tadını çıkara çıkara youtube'da izliyorum.
Arabamda direksiyon başında dinleyebilmek için mp3 formatında cd'lere yazdırıyorum bölümleri, üşenmeden. bir kuyumcu hassasiyetiyle. okula diye çıktığım bu yolda beni nerelere götürüyor bunlar yarabbim?
Agra'da babür şah'ın bahçelerini dolaşıyorum. Dostoyevski'nin st. petersburg'da hep köşede tutuğu evinin önlerinde dolanıyorum. chophin ile beraber piyano tuşlarına basıyorum kendimden geçerek. karl marks'a capital'inin bölümlerini birleştirmesine yardım ediyorum. franz kafka ile prag'ta umutsuzluğu, korkuyu yaşıyorum ve babasından ben de tırsıyorum.