duygusallığın dayanılmaz ağırlığı altında ezilendir. oturduğu yerden kalkmadan küfür edip, ota boka sinirlenen bir insan olamamıştır hiç. gördüğü, tanıklık ettiği, yaşadığı şeyleri kafasında evirip çevirirken içine bir yumruk oturmuştur çoktan. hissedebildiği için, sağolası duyguları sayesinde bir çoklarının lafta acıdığı insanlar için sosyal hizmetlere katılır. düzen değişsin diye daha çok okur, daha çok dinler. yazar, çizer, besteler. içini kavuran şeylerin akıp gitmesi, başka insanlarla da buluşması için gelir sözlüğe dili döndüğünce isyanını, duygularını haykırır... ama yok nomerodan duygusallıksa yapılan, çükünün istikametinde ayak yapıyorsa ortalıkta, ona amerikan atasözleri ile seslenmek isterim ben de** haa bir de arkadaşım var, boksör. çok pis dalar ha!