Türkiye’de bütünüyle sermayenin gereksinimleri doğrultusunda örgütlenmiş olan tıp eğitimi, toplumun gereksinimlerine hizmet etmekten çok uzaktır. Bu nedenle tıp fakültesini bitiren hekimler hemen uzmanlaşmak istemekte, sağlık sorunlarının yüzde 80’ine hitap etmesi beklenen birinci basamak neredeyse “boş” kalmaktadır. insanlar en basit sorunları için dahi hastanelere, hatta üniversite hastanelerine gitmek zorunda kalmakta, tıp fakülteleri “hekim” değil, “uzmanlık eğitimi adayı” yetiştiren dershanelere dönmektedir.