çocukluğumdan... hemşehri*... kapımın arkasında birebir boyutlarda posteri... 6-7 yaşlarında her gece uyumadan önce, üşenmeden ıkına ıkına o sandalyeyi kapının arkasına taşır, öperdim yanağından. nedense hep sevdim, hala da severim. kibarım benim. mimar olması da ayrı bir çekici. mimarlığın gözü kör olsun! ben de mimarım. neyse efendim sözün özü, kaliteli şarkıların insanı. nisan diye bir şarkısı vardı. Erkan oğur'un tınılarını hissettiğimiz, herkesin pek bilmediği, 94' yılına ait "serseri mayın" adlı albümünden bir şarkı. sözleri kendisi ve çiğdem talu'ya, müziği yine kendisine ait bir şarkı: nisan.
--spoiler--
Son dileğim sürgün değil,
Sakla bu sevdayı bir köşede.
Bir şey beni hatırlatır da,
Olur ya bana dönersin yine...
--spoiler--
gözlerim doldu yine. nedense bu şarkı tek bir kişiyi hatırlatıyor bana. geçmiş kafamda canlanıyor tek tek, kare kare. benimle beraber, sırf uyuyamıyorum diye yarenlik etmek için oturan kim var ki şu hayatta. bir tek annem kaldı şimdilerde. her neyse... iyi olduğunu bilmek beni de iyi yapıyor. mutlu olduğunu bilmek beni de mutlu ediyor. hayat sana hep güzellikler versin! arkadaşça, dostça, kalbimin en sıcak, en içten yerinden kopup gelen dileklerim senin için. iyi kal, güzel kal adam!