Çarşafa Dolandı (Başlık; pazar sabahı kahvaltı sofrasından yeni kalkmış tüm emekli öğretmenlerin, Anadolu sevdalısı eski tüfeklerin ve devrimci, aydın üniversite öğrencilerinin yüreğine su serpmiştir)
Arkadaşlar "Koş Başbakan Kızdı" dediler (Satırlar arasındaki boşluklar yazara aittir.)
Nasıl Koştum.
Baktım, "Etik" diyor, "Çıkar" diyor, "Terbiye" diyor, "insanlık" diyor, "izan" diyor.(Vay şerefsiz, zaten sana da git başka ülkenin vatandaşı ol dememmiş miydi?)
"Demokrasi" diyor.
"Hukuk" diyor.
"Bedel ödemeye hazırız, biz o beyaz çarşaflarla yola çıktık" diyor. (Daha büyük yaz üstad, arada düşünme payı bırak)
Çok kızdığı belli.
Karşımızda televizyon da olsa, ağzımı elimle kapatarak arkadaşların kulağına adeta fısıldayarak:
"Neye kızdı?.."
"Çarşafa..." (Düşündük üstad, haklısın, zaten eşşek olan anlar senin yazdıklarını, göbeğini kaşıyan ayılar anlayamıyor, varol! çokyaşa!)
Evet; işler çarşafa dolandı.
Hürriyet'te okumuşsunuzdur; tüm dünya medyası "Türkiye'de laik sistemin çökertildiğini" haber veriyor.
Türkiye, AB'den bir anda uzaklaşıverdi. (Ama üstadım biz AB'ye karşı değil miydik? Olsun sen öyle diyorsan öyledir. Devam döktürmeye)
Yabancı para kaçmaya başladı, ekonomi sallanıyor.
iç barış kargaşaya dönüştü, toplum paramparça...
En önemlisi: (Üstad dur, çayımı tazeleyeyim, hemen geliyorum.)
AKP'nin gerçek yüzü ortaya çıktı, deşifre oldu, niyetlerini artık herkes biliyor. Ve "istikrar" hatırına ona destek verenler gözlerini açtılar, bizim bilgisayarlarımıza bile "Oy verdim, elim kırılsaydı" mesajları yağıyor.
Kısacası; çarşafa dolandırdılar... (Seçime gidelim üstad. Benim bacanak da pişman oy verdiğine, tüccar ne olacak!!!)
Bu yüzden kızdı Başbakan.
Haber vermeliyim; daha da çok kızabilir. (Senin gibi yürekli aydınlar lazım bize, gerektiğinde başbakana posta koyacak.)
Çünkü bilirsiniz; hepimiz kandırmak istediklerimizi kandıramadığımız zaman kızarız.
Bu türban dayatmasından sonra kim inanır, AKP'nin Türkiye'yi uygarlığa taşımak istediğine?.. Kim inanır, laik sisteme bağlı kalacaklarına?.. Kim inanır, çağdaşlıktan yana olduklarına?...
(Ohhh,köşe daha bitmedi, üstad asıl şimdi döktürüyor, aradaki boşluklar da durup düşünmemiz için)
Kim inanır, Türkiye'nin iran olmayacağına?
Kim inanır, demokratlıklarına?
Kim inanır; samimiyetlerine?
Kim inanır; dürüstlüklerine?
Kimse inanmaz...
O zaman Başbakan daha da kızar.
Bunun adıdır işte:
Çarşafa dolanmak...(Her cümler birer inci tanesi, birer pırlanta, varol üstadım. Sanatına sağlık)