insan aklı, kuran gibi tutarsızlıklarla dolu bir kitabın tanrı'dan gelmiş olamayacağını anlayacak güçtedir. şimdi sizlere bu "kutsal" kitaptan bir demet sunacağım. hadi başlayalım.
**kuran kime gönderilmiştir: bazı ayetlere göre; " mekke ve çevresine"; bazı ayetlere göre "arap kavmine"; bazı ayetlere göre "gönlü islama yeni açılmış olanlara"; bazı eyetlere göre ise " tüm insanlığa" gönderilmiştir.
" ey muhammed ! bu kitabı şehirlerin anası mekke ve
çevresini uyarman için indirdik." (şura 7)
" ey insanlar ! rabbinizden size apaçık delil geldi. artık
bu kurana uyun. (nisa 174)
gibi, ayetlerdeki çelişkiler muhammed'in güçlenmesiyle doğru orantılıdır.
** öğlenleyin kuşluk uykusundan kalkmak istemeyen muhammed: muhammed'in öğlenleyin yatmak gibi bir geleneği vardı. ve uykusundan kalkmak istemezdi. muhammed'i de, peygamber sanan zavallı cahil insanlar muhammed'in kapısının önüne toplanır ve onu çağırırlardı. bu durumdan çok sıkılan muhammed kuran'a şu ayeti koymuştur.
" ey muhammed ! sana dışarıdan seslenenlerin
çoğu cahil insanlardır. eğer onlar senin dışarı
çıkmanı bekleselerdi, şüphesiz ki bu çok daha
hayırlı bir iştir." (hucurat 4-5)
**kendi sesinden yüksek sesle konuşulmasını istemeyen muhammed: artık muhammed giderek öyle bir hal almıştır ki, kendi sesinden biraz daha yüksek sesle konuşanları dahi tehamül edemez hale gelmiştir. bu yüzden kuran'a şu ayeti koymuştur.
" ey inananlar ! seslerinizi peygamberin sesinden yüksek
tutmayın. seslerinizi peygamberin yanında kısın
bunda sizin için bir çok mağfiret vardır.(hucurat 2-3)
**camide kendisine yer açılmasını istiyen muhammed: günlerden birgün muhammed camiye gider. halk camiyi doldurmuştur.
ve muhammed minber'ine gitmekte zorlanmıştır. ve bunun bir daha olmaması için kuran'a şu ayeti katar.
" ey inananlar ! camide size 'yer açın' denilince hemen
yer açın ki, allahta size cennette yer açsın."(mücadel 11)
**muhammed'in yanına gelenlerden sadaka istemesi:
" ey iman edenler ! peygamberin yanına çıktığınız
zaman ona sadaka taktim ediniz."( mücadele 12)
**misafirlerini kovmak için bahane arayan muhammed:
" ey inananlar ! eğer peygamberin evine yemeğe
cağrılmadıysanız, sakın yemeğe kalmayın. lafa
dalmadan hemen dağalın. bu haliniz peygamberi
çok üzer. " ( ahzab 53)
** alehine konuşulmasını önlemek maksadıyla muhammed, tanrı'nın herşeyi işittiğini ve gördüğünü söylemesi: gizli konuşmaları ve fısıldaşmaları kendi huzuru ve güvenliği için tehlikeli bula muhammed, kuran'a şu ayetleri koyar.
" ey iman edenler ! aranızda gizli konuşacağınız zaman
sakın peygambere karşı gelmeyi fısıldamayın."(mücadele 9)
"gizli konuşmalar şeytandandır. sırf iman edenleri üzmek
içindir." ( mücadele 10)
** muhammed'in bizzat kendisinin büyüye inanması:
"ey muhammed ! de ki: yarattığı şeylerin şerrinden
karanlık çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere
üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve kıskandığı
vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın rabbine sığınırım."
(felak suresi 1-5)
görüldüğü gibi, muhammed'in bizzat kendisi büyüye inanmış bir kimsedir. bu yüzden şöyle demiştir.
"... düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden ... tanrı'ya
sığınırım. "
** kendisini peygamber olarak kabul etmeyen amcasına hakaretler yağdıran muhammed:
" ebu leheb'in elleri kurusun, yuh olsun ! ona, o alevli
bir ateşe atılacaktır. karısıda ona odun taşıyacaktır.
(tebbet 1-4)
** muhammed'in içkiyi yasaklaması:
" ey inananlar ! sarhoş iken namaza yaklaşmayın"( nisa 43)
" sana içkiyi sorarlar. deki: onda hem fayda, hem de zarar
vardır." (bakara 219)
" ey müminler ! biliniz ki, içki size haram kılındı."(maide 90)
kuşkusuz üç ayette bir biriyle çelişiyor. çünkü bu ayetler muhammed'in günlük siyasetinin ürünüdür. muhammed'in içkiyi yasaklamasının asıl nedeni; 1) sarhoş insanların emre itaat'te aciz oluşu 2) savaş sırasında gerektiği gibi savaşılmaması...
hatırlanacağı gibi birinci dünya savaşında, ingiliz askerleri savaşın şiddetinden kaçmak için bol bol içki içer ve cepheye öyle giderlerdi. bu içkinin içilmesinin asıl nedeni savaşın biraz daha kolay geçmesidir. yani bir nevi afyon görevi üstlenmesidir. işte arap topraklarında da bu olmuştur. ama muhammed buna izin vermemiştir.
** muhammed'in tanrısı çelişkili bir kafa yapısına sahiptir:
" ey muhammed ! onlara bir iyilik gelirse: 'bu allah'tandır' derler.
bir kötülüğe uğrarlarsa 'bu senin tarafından' derler.
ey muhammed, de ki 'hepsi allah'tandır. " (nisa 78)
" ey insan ! sana ne iyilik gelirse allah'tandır, sana ne
kötülük gelirse kendindendir.( nisa suresi 97 )
** korkutucu peygamber gönderen korkutucu bir tanrı:
" ey muhammed ! sen ancak bir korkutucusun." (araf 184)
" ey muhammed ! bu kuran'ı sana korkutasın diye
göderdik." (ahkaf 12)
** muhammed'in tanrısı insanları pek sevmez:
" insan gerçekten pek nankördür...gerçekten o
menfaat'ine pek düşkündür. ( isra 67)
" canı çıksın o insan'ın; o ne nankördür." (abese 12)
" onlar aslandan kaçan yaban eşekleri gibidir. "(müdessir 48)
" ... o soysuzlukla damgalanmış kişiye aldırış etme" ( kalem 10)
" onlar şüpesiz davarlar gibidir. hatta davarlardan da
aşağıdırlar." ( furkan 44)
" siz allah'tan başkasına taptıklarınız cehennem
odunusunuz." ( enbiya 98)
" ey iman edenler ! müşrikler ancak pisliktir." (tevbe 28)
" hoşt defolun oraya, bana söz söylemeyin " (mümunum 105)
" onlar hayvanlar gibi hatta daha da sapıklar. ( araf 176)
" seni çirkin kötü huylu soysuz." ( kalem 13)
" canı çıksın onların." (buruç 4)
" sesini kes, çünkü; seslerin en çirkini eşeklerin sesidir."
" kahrolası insan o ne nankördür. canı çıksın onun."
gibi hakaretler savurmasının yanında aynı tanrı şunu da söyler.
" tanrı dileseydi siz puta tapmazdınız. "( enam 106)
" tanrı dilediğini müslüman yapar, dilediğini kafir."
( enam 125)
** savaştaki ganimeti kendine isteyen muhammed:
" ey iman edenler ! ganimetler allah'ın ve peygamber'indir."
( enfal suresi 41 )
** eşlerini bir mal gibi ebediyen kendine zimmetliyen muhammed:
" ey inanalar ! peygamber eşlerini nikahlamanız asla
caiz değildir. bu çok büyük bir günahtır. (ahzap 53)
** eşlerinin başka erkeklerle konuşmasını engelleyen muhammed:
" ey inananlar ! peygamberin eşinden bir şey istiyeceğiniz
zaman perde arkasından isteyiniz. ( ahzab 53)
bu ayet, bana bertnard russell'in şu sözünü hatırlattı.( lütfen burayı dikkatli okuyun )
" viktoria çağının başlarında, bir kadının ayak bilekleri
insanı baştan çıkarmaya yeterdi. ama günümüzde kadının
bacağı baldırına kadar açılsa dahi insanlar hiç birşey
hissetmez.
bu sadece giyim modasına bağlı, eğer çıplaklık moda
olsaydı, kadınlar bize daha çekici görünmek için
giysi giyinmek zorunda kalacaklardı. yani cinsel
cekicilik ne kadar çok kısıtlanırsa, insanları kışkırtmak
için o kadar az şey yeter."
diyerek konuyu burda bitirelim, zira kuran'daki hataları saymaya kalksak bir ansiklopediyi bitiririz...