Tüm sosyal devrimler hükümeti indirmek amaçlı oldugundan darbedir ancak silahli milis kuvvetleri geri planda kaldiginda buna sosyal devrim adi verilir. Kemal Atatürk'ün gerçekleştirdiği devrim sosyal devrim görünümlü bir silahli darbe olarak görülebilir ancak gel gelelim halkın çoğunluğunu arkasina alıp halkın bekası için savaşan kisiye diktatör denmesi pek yakisik değildir. Tabii ki günümüz diktatörleri de halkın desteği ile çoğunlukla basa başa gelmişlerdir ancak ve ancak (bu kadar cok ancak dedigim icin utaniyorum) diktatörlük adi verilen kavramın altına yazılması için Kemal Atatürk'ün yaptığı tüm eylemler doğrusu e yanlısı ile irdelenmelidir. Sonuçta Atatürk elbette rahat bir yaşam sağlama amacıyla bu sosyal devrimi yapmış ve çevre ülkelere örnek olmuştur ama burjuvaziye karşı yaptığı silahli savaşı kazanıp ekonomik savaşı kendi elleriyle kaybetmiştir. Özel sektörü ülkeye sokması bunun en büyük ornegidir.
Tabii ki de Atatürk şahsına saygim sonsuzdur. Sonuçta suan türk kimligimi taşımamda ki en büyük etkendir ama tüm hareketlerini doğru bulduğum söylenemez. Örneğin kim olursa olsun sorgusuz idamın yani yargısız infazin doğru olmadığını herkesin yargılanması gerektiğini düşünüyorum.
Yasimin küçüklüğü (18) suanki düşüncelerimi dogru bulmama etken olduğu gibi ilerleyen zamanda yaşım ilerledikçe düşünce yapımın değişeceğine inanıyorum.
Ana konuya gelirsek diktatörlük kavrami oldukca geniş bir kavram olmakla birlikte tarih o günün şartlarıyla incelenmesi gerektiğinden günümüz yargılarıyla geçmişte ki bir kişinin diktatör olup olmadığına suanda yaptigimzi gibi klavye arkasindan karar veremeyiz. Taktir ülkenin ve dünyanın ileri gelen tarihçilerinindir.
Iyi akşamlar saygılar.