islamcı masonlar

entry2 galeri
    2.
  1. (#3017204)numarali entryden devam:

    Abbas Halim Paşa

    Aralıklarla da olsa 1908'den 1965 yılına kadar yayımlanan dinci Sebilürreşad'ın mali kaynağı Kavalalı Ailesi'ydi.

    Osmanlı'nın son yıllarını okuduğunuzda karşınıza sık sık "Sadrazam Mısırlı Said Halim Paşa"; "Vezir Mısırlı Halim Paşa"; "Mısırlı Prens Abbas Halim Paşa" gibi "Mısırlı Paşalar" çıkar.

    Ancak bu aile "Mısırlı" değildir!

    Kavala Ailesi'nin atası ünlü Osmanlı paşası Selanik/Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ydı.

    Aile Mısır'a hákim olduktan sonra "Kavalalı" adını bırakıp "Mısırlı" adını kullanmaya başladı.

    Sebilürreşad Dergisi'nin isim babası ve finansörü Abbas Halim Paşa, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın torunu; Abdulhalim'in oğluydu.

    Said Halim Paşa

    Abbas Halim Paşa'nın ağabeyi ise ünlü bir isimdi: ittihat ve Terakki döneminde, dört yıl (1913-1917) sadrazamlık yapan Said Halim Paşa.

    Sadrazamlıktan önceki görevi, ittihat ve Terakki Cemiyeti Genel Sekreteri'ydi; yani öyle sıradan bir ittihatçı değildi.

    Kardeşi Abbas Halim Paşa ise ittihat ve Terakki döneminde önce Bursa Valisi, sonra Nafia Nazırlığı yaptı!

    Ne diyor siyasal islamcılar: "ittihatçıların arkasında masonlar vardır!"

    Sanki dinci Sebilürreşad'ın arkasında yoklar.

    islamcı Sebilürreşad'in yazarı Sadrazam Said Halim Paşa (solda) aynı zamanda masondu! (ilhami Soysal, Türkiye'de ve Dünyada Masonlar, s. 380.)

    ingiliz kaynaklara göre iki kardeş de masondu:

    ingiltere'nin istanbul Büyükelçisi Sir G. Lowtherin, ingiltere Dışişleri Bakanı Sir C. Harding'e gönderdiği "gizli" mahreçli raporlarda, ittihatçı-Yahudi ve Mason ilişkisini isim isim anlatmaktadır. (Prof. Eli Kidor, "Arabic Political Memories and Other Studies" Londra 1974; Aktaran, Gündüz Gazetesi, 19.5.1998.)

    Durun bitmedi. Ailece masondular!

    Abbas Halim Paşa ile Said Halim Paşa'nın babaları Prens Muhammed Abdülhalim Paşa da mason idi.

    Üstelik Fransız Yüksek Şûra (Büyük Doğu/Grand Orient) üyeliğine kadar yükselmiş önemli bir masondu.

    Mason olmakla kalmadı; 1861'de Fransa Maşrık-ı Azam'ından patent alarak, "Şûra-yı Ál-i Osmani" adında Osmanlı locasını kurdu!..

    Türkiye'deki masonlar aynı zamanda iyi bir Müslüman'dır. Ama gel gör ki dincilere bunları anlatmak zordur.

    "Mısırlı" ailesinde mason çoktu:

    1909'da kurulan Türkiye Büyük Locası'nın kuruluşuyla ilgilenmesi için Avrupalı "büyük üstadlar" kimi görevlendirdi dersiniz: Mısırlı Prens Aziz Hasan Paşa'yı!

    Yani Abbas Halim Paşa ile Said Halim Paşa'nın amcaoğlunu...

    Sadrazam Said Halim Paşa, Sebilürreşad'da bakın neler yazdı:

    "Müslümanların kurtuluşu ve saadeti onların tam olarak islamlaşmalarındadır." (Aktaran Kara, cilt I s 114)

    "Osmanlı siyasi birliği, Avrupa Hıristiyan hükümetlerinde olduğu gibi milliyet esasına değil, islam birliği ve kardeşliği esasına dayanmaktadır. (...) Kanun-u Esasi'mizi seçerken çok aldanmış olduğumuzu itiraf memiz lazım gelir." (ibid s. 144-145)

    Sadece Sebilürreşad'ı desteklemediler.

    Abbas Halim Paşa, Prof. Ömer Ferit Kam gibi "islamcı düşünürleri" eğitim öğrenim için Avrupa'ya gönderdi. Mehmet Akif Ersoy'un Mısır'daki finansörüydü.

    ilginçtir: Her taşın altında mason parmağı arama paranoyaklığı Sebilürreşad ile Türk basınına girdi. Sebilürreşad hem masonlardan para aldı hem de her taşın altında mason aradı!

    Dün bugünden farklı değil.

    Dinci gazeteler masonları önce en yakınlarında aramalıdır! Soğuk savaş ürünü ilim Yayma Cemiyeti, Komünizmle Mücadele Derneği ve Aydınlar Ocağı kadrolarına bakmalıdırlar.

    işe, ilim Yayma Cemiyeti başkanlığı yapmış, hac ticaretiyle ilgilenmiş ve bu arada 9 Kasım 1967 tarihinde Murad Locası'na kaydolmuş bir dinci kardeşleriyle başlayabilirler. Bu kesmezse, dinci önderlerinin hayatlarını incelesinler.

    Hadi ikisini biz yazalım.

    Mason islamcı lider

    DiNCi Sebilürreşad'ın káğıdı ve parasının nereden/kimlerden geldiği ortada. Bunu öğrendik... Peki...

    Bu derginin düşünce ideoloğu kimdi: Cemaleddin Efgani...


    Cemaleddin Efgani


    Said-i Nursi, Mehmet Akif, Eşref Edip, Şemsettin Günaltay, Said Halim Paşa gibi dergi yazarları en çok ondan etkilendi. Cemaleddin Efgani ve öğrencisi Muhammed Abduh'un makaleleri Sebilürreşad'da sık sık yer aldı. Ama nedense "Doğu'nun Çırpınan Şahini" Efgani ve öğrencisinin gizli kimlikleri bu yayınlarında pek geçmedi...

    Oysa...

    Cemaleddin Efgani masondu!

    Kahire'deki Şarkın Yıldızı Locası'na 7 Temmuz 1868'de girmişti.

    Numarası 1355 idi.

    "Mısır'da kurulan mason localarının başına Cemaleddin Efgani ve ondan sonra Muhammed Abduh getirildi. Bunlar Müslümanlar arasında masonluğun yayılmasına çok yardım ettiler." (Yahudilik ve Masonluk s. 350)

    Muhammed Abduh

    "Efgani'nin talebesi Abduh gibilerin kimler tarafından destek gördüğüne dair zamanında ingiltere'nin Mısır sömürge Valisi Lord Cromer'in söylediği şu söz ibretliktir: Kuşkusuz islami reformist hareketin geleceği Şeyh Muhammed Abduh'un çizdiği yolda ümit vaat ediyor. Ve o yolun yolcuları Avrupa'nın her türlü yardım ve teşviklerine layıktırlar." (M. Muhammed Hüseyin, Modernizmin islam Dünyasına Girişi, s. 9192)

    Mason Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi de, Abduh ile ilgili şunları söyledi: "Üstadi Efgani vasıtasıyla, masonluğu Ezher'e idhal (sokan) eden odur." (M.Sabri Efendi, Mevkıfu'l-Akl ve'l-ilm ve'l-Alem, Beyrut 1314, c. I s. 133)" (21.10.2004)

    Tarihte sürpriz çok!

    Cemil Meriç "Umrandan Uygarlığa" kitabında şöyle yazdı:

    "Zavallı Türk intelijansiyası! Kimlerin peşinden gitmemiş. Düşmanları dost, dostları düşman olarak tanımış. Peygamber'in adını anmaya cesaret edemeyen bir Efgani'yi Peygamber kadar saygıya layık görmüş."

    Bugün durum farklı mı sanki?

    Daha ayrıntılı bilgi isteyenler, "Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı/Efendi 2" kitabıma bakabilirler.
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük