the doors'un 1970'de çıkardıkları albüme adını veren, türkçe çevirisi aşağıdaki gibi olan parçasıdır:
bir amerikan yakarışı
ılık ilerleyişin farkında mısın
yıldızların altındaki? var olduğumuzu biliyor musun? anahtarlarını unuttun mu
krallığın? gerçekten doğdun mu acaba
ve sağ mısın acaba?
hadi icat edelim yeniden tanrıları, tüm çağların
tüm mitlerini sembollerini kutlayalım derin mürver ormanlarının
(unuttun mu yoksa derslerini eski savaşların)
büyük altın döllere muhtacız
babalarımız gülüşüyor ormandaki ağaçların bağrında anamız ise ölü yatıyor denizde
katliama sürüklendiğimizin farkında mısın
serinkanlı amiraller tarafından ve o şişko ağır aksak
generallerin gençlerin kanıyla tahrik olduğunun
farkında mısın televizyonla yönetildiğimizin ay kanı
çekilmiş bir canavar gerilla grupları esrar sarar
yeşil bağların yanı başında savaş açmak için çullanırken
masum çobanların üstüne ölmekte olan
ey varlığın yüce yaratıcısı bize bir saat daha ihsan eyle
sanatımızı ifşa etmek
ve hayatımızı kusursuzlaştırmak için
güveler ve ateistler çifte kutsaldır
ve şimdi ölüp gidiyorlar yaşarız, ölürüz
ve ölüm sona erdirmez hiç bir şeyi daha da derinlerine doğru gideriz
kabusun hayatına sarılırız
o tutkulu çiçeğimiz sarılırız umutsuzluğun anılarına
ve s*klerine nihai hayalimizi gördük
bir anlık columbus'un kasıkları şişiyor
yeşil ölümle
(kalçalarına dokundum kadının ve gülümsedi ölüm)
dizilmiş duruyoruz bu eski
ve çılgın tiyatroda çoğaltıp yaymak üzere hayat şehvetimizi ve
kaçıp gitmek için kaynaşan bilgeliğine sokakların
fırtına kasıp kavurdu ambarları pencereleri koruduk ve
geriye kalanların sadece birini dans etsin ve kurtarsın diye bizi kutsal alaycılığıyla
kelimelerin ısıtıyor müzik havayı
(gerçek kral'in katilleri dolandığında ortalıkta serbestçe 1000 büyücü belirir topraklarda)
hani şölenler nerede
bize vaat edilen hani nerede şarap
yeni şarap