bugün terminalde otobüs saatimi beklerken, peronun önündeki bankta soğuktan donmuş bi şekilde oturuyordum. sonra genç bi çift geldi. anladım ki biri ötekini uğurlamaya gelmiş. otobüs gelene kadar sarıldılar. öpüştüler koklaştılar. kız, oğlanın beline sarıldı başını göğsüne yasladı; çocuk, kızın boynunu sarmaladı, yüzünü ellerinin arasına alıp masum masum baktı. soğuktan korudu. öptü kokladı.
açıkcası oturdum utanmadım dakikalarca onları izledim. kendimi düşündüm. geçmişte, sırf beni seviyor ihtimaline inandığım için yaşadığım saçma sapan iğrenç ilişkiler geldi. katlandığım insanlar. azıcık şefkat uğruna, kendimi aşağıladığım zamanlar geldi. midem bulandı. sonra üzüldüm birden. bu yaşımda ilişkilerle igili artık ne kadar da yorgun, bi o kadar da isteksiz olduğumu hissettim. sonra o masumluğu bi daha hiç yaşayamacağımı anlayıp daha da çöktüm bankta. birinin masumca ellerini özlemenin ne demek olduğunu belki de hiç bilmeyecektim.
çocuğun otobüsü kalmak üzereydi bu arada... daha öncelerinden de sıkıca sarılıp bindi otobüse, adımını atar atmaz dayanamadı ve koşarak inip hızlı bi öpücük kondurdu kızın dudaklarına son bi kez ve geri gitti. kız uzaklaşan otobüsü seyre daldı sonra yürüdü ve kalabalığa karıştı. bense yanıma gelen üşümüş köpeği sevmeye başladım.