böylesi bir zihniyet yoktur, yalnızca hakikat vardır. zihniyet denilerek küçümsenmeye çalışılansa yaşadığı delik kadar güdük bir hakikatle avunan farelerin iftirasına gülüp geçen tanrının bizzat kendisidir. işte o tanrının dilinden anlamayıp bir de tüm acziyetiyle de olsa onu ciddiye alanlardan nefret eden kulağı mühürlenmiş zer-zevatın afkurmasıdır sadece. beyinleri ve kalpleri iğdiş edilmiş zavallı haşaratın, sırt üstü düşmüş bir bok böceği gibi çaresiz devinip durmasıdır bu başlık; hani nereye işeyeceğini bilmeyen köpeğin dönüp dolaşıp bir camiinin duvarına etmesi gibi. cami cemaati ise güler geçer buna, 'handiyse ölecek bir köpek işte, biz ne yapalım' diye söylenerek.