ilkokul dördüncü sınıftaydim. babam polis memuru annem ev hanımı. 4 kardeşiz. ev kira. okula 250 bin ile gidiyorum. sıfır gocunma var ama. zaten insan bazı şeyler yaşayana dek fakirliğin ne demek olduğunu pek bilmiyor.. ben de o zamana dek anlamamisim demek ki...
geleceği parlak zeki bir ogrenciymisim. şimdi o zekadan eser yok ya neyse. epey kalabalik bir okulun en iyi öğrencilerinden biriydim..futbolla aram çok iyiydi. o yüzden param olmasa dahi eksikligini hissetmemişimdir.
bir gün yine okulda matematik dersindeyiz. aniden sınıfa müdür yardimcisi girdi ve ismail ile benim ismimi okudu. ben de matematik yarışmasi için geldi müdür yardimcisi falan sanmıştım. değilmiş.
neyse ciktik siniftan kütüphaneye yöneldik. kütüphanede bir sıra vardi. okuma kitaplarıyla ilgili galiba diye düşünürken meğer ailesinin durumu iyi olmayan öğrencilere devlet yardimiymis. ne olduğunu anlamadan elime seffat bir poset icinde bir önlük bıraktılar. üstümdeki önlük eskimisti. ama temizdi, ütülüydü. onu giymekten hiç gocunmamiştim.
kendimi ellerimde önlükle sınıfımda bulduğumda acıyan gözlerin bana baktığını gördüm. ben utandığım zaman kıpkırmızı olurdum. hoca bir kere beni ovdugunde domates gibi kizardigimdan hoca bana domates demişti.. işte öyle kizarmistim. çok içime dokunmuştu. paramız vardi belki çok değildi tamam ama önlük alabilirdik pekala.. belki biraz daha eskimesi gerekiyordu yenisinin alınması için..
o gün birine yardım ettiğimde yapacağım iyiligi uluorta yapmak bir yana kendime dahi iyiliği unutturacagima dair kendim söz verdim..