yurttaki birinci masa sahibi arkadaşlarımızdan (!) birinin yan bankta oturan kıza ettiği ve bizzat duyduğum çıkma (çıkma nedir ya!?) teklifi:
-bir şey soracaktım sana?
+buyrun?
-saat kaç acaba söyler misin telefonu unutmuşum da ben?
+tabii bir dakika... altıya yirmi beş var.
-tamam. teşekkürler. bu saatten sonra benimsin.
+ben sözlüyüm yalnız..
-affet bacım o zaman. bilemedik.
birden nasıl bacı ayağına döndü o iş, hala aklıma geldikçe sorguluyorum. pardon de git yani en fazla. milletçe her şeyi uçlarda yaşamayı seviyoruz.