bu gece gördüğüm ve isteseniz de, istemeseniz de size izlenimlerimi aktaracağım film..
her an spoiler çıkabilir sonra karışmam
bir kere baştan söyleyeyim, belki de bu tarz pazarlama yerine gizeme yatan filmler genelde balon çıktığından 0 beklentiyle gittiğimden bilemiyorum, bayıldım ben filme.. ancak milleti yanlış yönlendirmek de istemem, ben severim bu tarz korkulu gizemli gişe filmlerini.. (sanki herkes gitmek için benim işaretimi bekliyordu.. neyse..) yani polonya sinemasının sembolizmine meraklı biriyseniz gitmeyin kardeşim.. filmin verdiği bir mesaj ya da üzerine kurulduğu bir felsefe yok.. bu kadar etkileyici yapan da filmi zaten bu boşluk.. her şey nedensiz ve belirsiz.. evet beklenen oldu ve bütün filmin bir el kamerasıyla çekilmiş olduğu ortaya çıktı.. ama bu kolayca izleyiciyi yorabilecek veya sıkabilecek çekimler öyle ustaca oluşturulmuş ki, filme hedeflendiği gibi gerçekçilik katıyor, dolayısıyla da onu daha fazla yaşanabilir gösterip, seyirciyi daha fazla içine çekiyor.. ''e peki birader 2 saattir konuşuyorsun bir bok anlatmadın ne oluyor bu filmde?'' derseniz şu oluyor efendim: bir 'canavar' new york'un altını üstüne getiriyor, insanlar da kurtulmaya çalışıyor.. totalde olan bu.. ama ana fikir godzilla'da olduğu gibi bu konuyu işlemek değil.. bu konuyu es geçip, o sırada yaşanan paniği göstermek..
hani bir felaket filmi izlerken aklınızdan geçer ya ulan o arkadaki adam ne yapıyordur şimdi, kaçan o kadar insan ölmüş müdür falan diye.. (en azından benim geçiyor) işte bu filmde o yan konulara eğilinip, genel bir panik ve belirsizlik havası yansıtılmaya çalışılmış, şahsi fikrimce de tam da 12'den vurulmuştur.. filmdeki canavarı bile sadece bir sahnede çok net görebiliyoruz (ki belirtmeden geçemeyeceğim kendisi bana ninja kaplumbağalar'daki splinter usta'yı anımsattı) bize bu canavarın nereden geldiği ve neden böyle artistlik yaptığı anlatılmıyor.. belki de bu açıklamalar devam filmine saklanmıştır, bilemiyorum..
çekimler ve efektler ise artık zaten günümüzde biraz bütçeli bir hollywood filminde bile kötü olması olanaksız şeyler, bırakın ki böyle iddialı bir yapımda jj abrams'ın prodüktörlüğünde kötü olsun.. ancak filmin üstüne oturtulduğu panik ve korku temasına da çok uygun sahneler çekilmiş.. hele o ordunun caddede bizim splinter'ı topa tuttuğu sahne çok etkileyiciydi..
son olarak da filmi eleştirenlere bir çift lafım olacak izin verirseniz.. tamam hele ki sinema gibi fikirlerin sübjektifliğinin en üst düzeyde olduğu bir alanda saçma gelecek belki bu laflarım ama, birader bak.. ben sıkıldım duymaktan bu acayip tespitleri siz sıkılmadınız söylemekten.. yüksek bütçeli bir hollywood yapımı gördün mü saldır hemen.. niye hep new york'ta oluyormuş böyle şeyler.. elini vicdanına koy söyle.. sen yapımcı olsan bu düzey bir film çeksen.. filmi istanbul'da mı geçirttirirsin helsinki'de mi? adam tabii ki amerika'da geçirtecek filmi.. amerika'da geçirtecek ki en fazla seyirciye gösterileceği yerdeki seyircileri en fazla etkilesin, en fazla kanlarını dondursun.. amerikan yapımı ya film biraz da iddialı hop hemen klişe klişe eleştiriler.. yapmayın gözünüzü seveyim.. film hakkında ''o kamera nasıl dayandı o kadar darbeye abi çok saçma'', ''evet evet hele o en son canavar o kadar bomba yedi hala zıplayıp helikopteri tarumar etti ölüyodum gülmekten abi'' gibi cümleler kuran mesaj atsın tartışalım.. canavar nasıl zıplıyormuşmuş... her an spoiler çıkabilir sonra karışmam
özetle ben gidin derim efendim.. bence bu gidenlerin yarısının hayran olup, diğer yarısının nefret edeceği bir film olacak.. ben kendi kafamda kült mertebesine yerleştirdim bile..
iyi seyirler..