onunla soğuk bir günde, akıl hastanesinde tanı$mı$tık. o zamanlar ilaç i$inde çalı$tığım için, akıl hastanesine morfin satıyordum. adım morfinci fare'ye çıkmı$ idi. yine bir teslimat sonrası, yüzü tanıdık ve insancıl geldiği için yakla$tım. 'naaber hacı yahu?' dedim, o da 'iyilik üstadım, sizler nasılsınız' dedi. o an ki, salsacı, içkici ve fare görüntümden utandım, hemen bu $ahsiyetin yanında konu$abilmeme uygun bir tavır takındım. 'peki pirim sizi neden buralara attılar' dedim. uludağ sözlük diye bir $ey vardı, orada yazıyordum, sevilen de bir yazardım haa, dedi. sonra nickimden ho$lanmadıkları için ve bir ba$lıkta maksimum bkz verme sayısını a$tığım için atıldım dedi.
o anda yüzü çok tatlıydı. dopdolu bir narın rengine benziyordu $eftalinin tüyleri kadar sakallı olan yüzü. ayrıldım, daha fazla dayanamadım onun asilliğine.
sonra, yine soğuk bir gündü, yağmur yağıyordu bu kez. o gün uludağ sözlükte yazar olmu$tum. yanda yanıp sönen bir $eyi farkettim. bir mesajdı, ve aklını kullanan gerizekalı dan geliyordu. heyecanlandım. o sensin değil mi dedi bana. a$kımız büyüdü, sanırım gay olmu$tuk, birbirimizle anla$ıp $ukelala$maya, üstadla$maya ba$ladık.
tüm bu saçma hikayeye rağmen, ki senin tadında hikayeler yazamam;
seni seviyorum be abi.