Oğuzların destanî hayatını anlatan önemli bir eser Dede Korkut Kitabı’dır. Bu eserde islâm öncesi ve sonrası Türk kültür hayatının yansımaları birlikte görülmektedir:
"Ağız açub öger olsam/ Üstümüzde TANGRI görkli.’’ yücelerden yücesin/ Kimse bilmez nicesin/ Görklü TANGRI/ Çok cahiller seni gökde arar, yerde ister/ Sen hod mü’minlerin könglindesin "
"Allah'tan başka Tengri yok." Süleyman Çelebi (Mevlid-i Şerif)
Yusuf Has Hacip, “Kutadgu Bilig” yani “Mutluluk Veren Bilgi” adlı eserine, “Tenri ezze ve celle ögdilsin ayur” diye başlar.
Kanuni ve Yavuz dönemlerinde yaşamış olan Edirneli Nazmi'nin dilinden:
"Kutluluğla geldiğince her uruc,
Her Müselman şen olup dutar uruc.
Ol ki gerçekten Müselman olmaya,
TENGRi saqlasun o her gün yer uruc."
(Kutlu Oruç geldiğinde, her Müslüman sevinir, oruç tutar. Gerçekten Müslüman değilse de, Tanrı korusun, o her gün orucunu yer.)
(Edirneli Nazmi, Türk-i Basit isimli eserinden)
Kaşgarlı Mahmut da, “Divan-ı Lügati’t Türk” adlı eserinde, Tengri adının anlamını 3 şekilde açıklamıştır;
ilki; Müslüman Türklerin taptığı, “ilâh” ya da “Allah”
ikincisi; Müslüman olmayan Türklerin, “Gök Tanrı”sı
Üçüncüsü; Somut ve soyut görünen her nesnenin, her varlığın adı.