tövbe istiğfarla hak yoluna girmeyen kasık kılları ağarmış bir zamparanın hazin öyküsü. yaptıklarını izledikçe acıyor muyuz ? bilakis, iyi oldu pezevenge diyoruz. lakin, don giovanni'nin şahsiyetinde ''ben olduğu gibi görünen bir insanım, en azından ne yaptığım belli, içim dışım bir'' diyen mücrimlere de bir ihtar var. bu bir samimiyet değil bilakis arsızlıktır. zira isyan ve fıskın alenen işlenmesi, yaradan ve kullara karşı bir edepsizliktir ki bu hal isyana meyli olanlara cesaret verir. eserin sonu, yani commendatore'nin geldiği sahne aynı zamanda eserin kalbidir. don giovanni'nin yani don juan'ın bizzat provalarda bulunduğu ve eseri izlediği hatta bir takım müdahalelerde bulunduğu söylenir. bu vesileyle mozart, çok çocuksu ve basit melodik temalar üzerine eser bina ediyor diyen yarım kulak klasik müzik severlere de kafam girsin. hadi grand mass'ın kyrie'sini dinlemedin bre hadsiz. don giovanni'den de mi gafilsin