vicdanımızın sessiz kalışına çıldırdığımız baskın. ama ses çıkaramıyor, yorgun.
çünkü biz o kanallarda, aslında ahmet şahbaz'ın vücuduna kaç taş isabet ettiğini, roboski'de ölenlerin aman onlar da ne arıyormuş orda gibi ilginç soruları, ilker başbuğ'un ne denli azılı bir terör lideri olduğunu, cemaatin kadrolu polislerinin ne kadar da oranlı şiddet kullandığını izledik.
bunlar pekala olabilir. insanların ve basın topluluklarının fikirleri değişebilir, hatalarını farkedebilir. Fakat biz şuana dek ne bir özür, ne bir özeleştiri işitmedik. herşey bir anda oldu. Bir anda akp yere batsın, biz fenalardayız çok mağduruz oldu. "terör örgütünün şehir yapılanması gidip rehin düşen 8 askeri örgütten teslim aldı, gördünüz mü aralarındaki kontağı" dedikleri adamların konuşmalarını şimdi nefessiz yayınlıyorlar, haber yayma özgürlüklerini savunuyorlar diye. Onlara değilse en azından kendilerine muhasebe edip gerekli utancı yaşamalarını umuyorum. biz yine yanlışın karşısındayız, ama ağlayamıyoruz.