bir avuç deniz kabuğu

entry1 galeri
    1.
  1. Gidebilirdik oysa,içimizdeki hayallerin rahatsız edici gözlerle izlenmediği bir sahil kenarına belki.

    Güneş kıskanırken gülüşünün sıcaklığını, uzun uzadıya seyredebilirdim bakışlarındaki utangaçlığı. Ve ılık bir dalga vurabilirdi tüm bunların arasında parmak uçlarımıza.

    Ben sana deniz kabukları toplayabilirdim. Her renkten, belki ellerin kadar minik, yüreğimce büyük belki. Avuçlarımın arasında sunarken sana, tebessümlerle başlayıp bir minnet busesi ile biten küçük bir mutluluk yaşanabilirdi mesela.

    Etrafımızı tüm güçlerden çevreleyecek kumdan bir kale yapabilirdik meraklı bakışlar altında. Yalandan da, ufacık bir zaman dilimi kadar da olsa hapsedebilirdik kendimizi surların arkasına. Tüm kötülükleri demir sürgülü kapıların ardında bırakabilirdik oysa.

    Dibimize kadar gelen sular boyunca yürüyebilirdik yalın ayak, gökyüzünde milyonlarca ışıltı eşlik ederken, bir elim omzunda.. Olmayan hikayeler anlatabilirdim, dalgaların kısa aralıklı seslerinden başka çıt çıkmayan zifri karanlıkta, kandırabilirdim yine seni mesela.

    Ucu bucağı görüş mesafesine namüsait maviliklere bakarken doğabilirdi güneş ilk defa; günaydınlar saçarken insanlar, biz iyi uykular dileyip kokularımızı birbirine dolayarak gözlerimizi kapatabilirdik oysa.

    Ve insanlar bir gecelik veda edecekken sulara, biz merhaba diyebilirdik gökyüzüne kızıllıklar hakim olmaya başladığında.

    Tekrar yerini aldığında gökyüzündeki ışıltılar, bu kez dalgaların sesini kum tanelerinden şarkı sözleri yaratarak bölebilirdim mesela, gülüşlerin yankılanabilirdi engin suların siyahlığında. Her yanımızı sarabilirdi,yakmadığımız fakat var olan akşam ateşi hemen yanıbaşımızda.

    Bir manzara bulabilirdik mesela gecenin en geçini simgeleyen akrep ile yelkovan arasında, bizi herkesten gizleyen; hiç kimselerden gizlenmediğimiz aslında.

    Tükettiğimizde sahip olduğumuz zamanı, üzülebilirdik bir daha hangi takvimin hangi mevsiminin hangi zaman diliminde tekrar bunlara sahip olacağımızı düşünerek; ellerimizde pas kokularına buruşan simalarla doldurulmuş eve dönüş çantaları. Ve sen benim omzumda uyuyakalabilirdin oysa tekrar kalabalıkların ve uğultuların başkentine doğru seyir halindeyken..

    https://m.youtube.com/watch?v=rZGvlTExR48
    12 ...