kendi iradesi olan saçlar. kesinlikle saçlarınıza söz geçirmeniz mümkün değil. günlük hayatınızı saçlarınıza göre belirlemek zorundasınız.
bir kere çoklar. ve genelde uzunlar çünkü kısa haliyle kulanmak çok zor. bu saça sahip insanların en çok kıskandığı şeylerden birisi "sabah uyandım duşa girdim" insanları. biz saçımızı ıslatamayız çünkü evden çıkmadan. yıkama saatleri belli. akşam eve gelir gelmez. çünkü sabaha kadar ancak kurur. kurutmak zaten söz konusu değil, çünkü kabarır. kabarmak dediğim üç kafalı bir insan haline gelmek.
saçlarınıza her ortamda ya parmak ya kalem sokulur. ya da çekilip bırakılır ve yay gibi zıplayışı izlenir.
tarzınızı da saçlarınız belirler çünkü hanım hanımcık olmak pek mümkün değildir. saçlar asi bir kere. düzleştirme seçeneği her zaman mevcut fakat çok uzun sürdüğü için bu esnada cinnet getirmek olası. zaten biraz nemli bir yerde yaşanıyorsa bir saat içinde kıvrılmalar başlıyor.
en büyük problem kuaför. kesmeyi bilmiyorsa bakımsızlıktan ölüyor gibi gözüküyor kıvırcık saç. ben on küsur yıldır aynı kuaföre gidiyorum. başka yere gitmek gibi hatalar yaptım zaman zaman. insan içine çıkmakta zorlandığım dönemlerdi hepsi de.
evde 324567876543 çeşit saç bakım ürünü olur. hepsinin üzerinde "elektriklenme karşıtı" gibi ibareler vardır. çoğu da olduğu gibi durur.
çeşitli uyuma şekilleri geliştirilir. sırt üstü uyumak istendiğinde saçlar kafanın tepesine yayılır. ya da sürekli yüz üstü uyunmaya çalışılır. ama yine de o bukleler sabaha ezilmiş, preslenmiş gibi olmuştur ama ne demiştik sabah çıkmadan o saç yıkanamaz.
herkes tarafından kıvırcık olarak anılırsınız. merinos koyunu dendiği de görülmekle birlikte genel olarak "ha o kıvırcık kız" betimlemesindeki kişi hep sizsinizdir.
saç toplanamaz. at kuyruğu yapıldığında bu modelin bozulma süresi yaklaşık yarım saattir. yarım saat sonra kafa artık taşınamaz hale gelir. çünkü saç ağırlık yapıp sizi resmen aşağı çeker. yanlışlıkla bu şekilde camdan, balkondan sarkılsa küt diye aşağıya düşme ihtimali vardır bence. çünkü kafa ağır. saçlar beş kilo. saçlar anane evindeki otuz kiloluk beton yorgan.
hayır yazın bu saç nem az olduğu için pek kabarmaz. güzel olur ama resmen yün olduğundan ve hiçkimse yazın otuz beş derecede sırtında bir battaniye taşımak istemediğinden genelde örülme yoluyla bertaraf edilirler. kışınsa nemden kabarırlar. düzgün kullanım alanı bulmak zordur yani.
herkes saçlarınız hakkında fikir sahibidir. kahkülünüz kadar saçı olan insanların verdiği öğütleri "hıı evet" diye dinlersiniz.
kuaföre girip "fön" dediğinizde gözler büyür. genelde balayan kişi bitiremez fönünüzü ve sizi diğer elemana devreder. her seferinde "maşallah" lafını duyarsınız. bu aslında "allah cezanı vermesin, niye geldin bu dükkana, çık dışarı" anlamını taşımaktadır.
size bu saatte kurumasını beklerken böyle entryler yazdırabilir ama bakımını öğrenip, istediklerini ona verdikten sonra iyi geçinmeye başlarsınız. genelde de istediklerini kafanıza silah dayayarak öğretir zaten. başka türlü sosyal hayata karışmak zor olur çünkü.