ben bu yazıyı sana yazdım

entry31064 galeri video218
    26878.
  1. ışık

    Neye ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. Bir hayata ihtiyacım var önce. Bana ait bir hayata. Sen günbatımı seviyorsun. Hüzün dolu, karamsar, karanlığı getiren günbatımını. Sonrası bilinmez. Karanlıkta yaşıyorsun. Sesler var sadece, görüntüler yok. Görsen çevreni, orada olmayacaksın bir daha. Zar zor sabahı ediyorsun, en soğuk ama en güzel yerde, aydınlığın geldiği yerde kapatıyorsun tüm gece hiçbir şey görmemiş gözlerini. Göremiyorsun yeni günün doğduğunu.

    Bense gün doğumundayım hep. Hep bir umutla, bir şeyler başarma, yaraları sarma telaşıyla açıyorum gözlerimi. O güzelliğin kayboluşunu ve güneşin bana tepeden bakışını takip ediyorum. O yükseldikçe ben alçalıyorum. Vakit geçtikçe azalıyor umutlarım. Bir günün daha nafile geçtiğini an be an hissediyorum gün boyunca. Bir gün daha geçiyor bana ait bir hayatım olmadan. Güneş en tepede beni ezdikçe eziyor ve köşesine çekilmeye başlıyor yavaştan. Gün, işte, batıyor şimdi. Onca hırpalamadan sonra batıya uzanarak izliyor beni. Belki bir de keyif sigarası yakıyor. Yakar yakmaz kül oluyor... külleri bana geliyor. Sana da geliyor elbette. Aldığın kokuyla bir sigara da sen yakıyorsun. Dumanı içine çektikçe ben yanıyorum o sigarada. Yavaş iç ne olur, çileli de olsa uzun olsun ömrüm, yansam bile güzel yanayım.

    Ben dumanla havaya karıştıkça kararıyor ortalık. Gözler gözleri görmez oluyor. Bedenler birbirini tanıyor ancak, dokunuşlardan. Görmeden tanıyor eller birbirini. Sen neredesin bilmiyorsun. Kiminlesin bilmiyorsun. Kimi öptüğünü bilmiyorsun, seni kimin öptüğünü de. Ne bildiğini sorguluyorsun kendince. Aldığın cevaplar tatmin etmiyor seni. Sorulardır önemli olan. Bizi inciten ve yıpratan sorulardır. Öyle sorular sordum ki bazen aldığım cevaplar sadece acımın şiddetini belirlemeye yaradı. 'Hayır seni hiç sevmemiştim aslında' = 5 birim doz acı, 'Hayır seni artık sevmiyorum, hislerim değişti' = 3 birim doz acı. Vesaire.

    Soru sormayı bırakıyorsun böylece. Sana verilmiş muhteşem ruh ve beden ikilisini üzmeye devam ediyorsun. Bedenin yıprandıkça ruhun yaşlanıyor. Yaşının insanı olmuyorsun, yaşlanıyorsun. Ders almadan yaşlanıyorsun. Bir gece daha ekleniyor yaşına. Kıymeti bilinmeden bir gece daha atıyorsun makineye sonunda bir sigara daha içmek için. Takır tukur ediyor makine ve istediğini veriyor. Aldığına sarılıyor ve vücudunun litosferinde hissediyorsun belli belirsiz bir şeyler.Pirosfer hareketleniyor biraz. Ama tek yaptığı homurdanmak biraz. Kaldıramıyor hantal göbeğini. Barisfer? Umrunda bile olmuyor onun. Gökyüzünü izliyor çünkü o. Değişmeyen, kaskatı, simsiyah gökyüzünü izliyor. Yeryüzüyle ilişkisini kesmiş.Bir sigara daha yakıyorsun sonra. Vazgeçemediğin tek şeye sarılıyorsun. Terk etmediğin tek şey o. Vazgeçemediğin, kıyamadığın. Dumanında ben uyanıyorum, benle birlikte uyanmakta olan güneşi görüyorum. Yakacak bir sigaram yok. Senin yaktığın da bitiyor, gözlerini kapatıyorsun usulca. Belki birkaç damla veda ediyor gözlerine, buharlaşıp sonsuz hayatı elde etme gayesiyle çıkıyorlar yolculuklarına ve sen eriyorsun. Çenen kaşınıyor. Güzel çene. Benim sıram geliyor yine, kıymeti bilinmeden bir gündüz atıyorum yaşlı makineye. Mağrur ve çok bilmiş bir edayla veriyor bana bir gündüz. Koşmaya başlıyorum. Yine ve yine, güneş benden hızlı koşuyor ve yine aynı şeyler yaşanıyor. Varlığımdan bir gün daha eksiliyor. Ben eksiliyorum. Güzel ben.
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük