Hafif tıkırtılar eşliğinde biten günlerin başındayız henüz. Rüzgar mı sebep oluyor buna acaba? Veyahut yağmur damlaları mı?
Bilmediğim ve asla bilemeyeceğim o kadar çok şey var ki, kirli bir sır gibi öylece bekliyor tozlu raflarda. Bilsem bir şey değişecekmiş gibi sanki; fakat bilmemem gerekiyor. Faydasız atılan adımlar geçmişin karanlık köşelerinde kalan kötü anıları bir bir ortaya çıkarıyor. Odada yanan mum tek ışık kaynağı olmuşken neden bu kadar üşüdüğümü anlamak güç değil. Sebebi yalnızlık değil belki; ama ona yakın bir şey. Kesinlikle yalnızlık değil.
Uzunuzadıya konuşacak değilim. Çalan şarkı her şeyi yeterince anlatıyor zaten. Doğru zamanda doğru yerde olmak lazım sadece o kadar. Bu çok zor.
Sürekli bir şeyin arayışında olmana anlam veremiyorum bir türlü. Oysa çok da uzağında değilim. Sen ise göremeyecek kadar kapatmışsın kendini. Belki de görmek istemiyorsun. Tahmin etmek imkansız. Fakat sonuç her ne olursa olsun üzüleceğine adım gibi eminim; çünkü bunu istiyor gibisin.
Değiştiremeyeceği şeyler için üzülmemeli insan. Sen de üzülme. Sen farkında olmasan da sen üzülünce ağlayan insanlar var. Bu konuda bildiğim bir gerçek var: Eğer bir şey değişmiyorsa üzülmek yararsızdır. Eğer bir şey değişiyorsa üzülmek fayda sağlamaz.
Bazı şeylerin önüne geçemezsin. Zaman gibi. Farkında olmasan da, aslında seni en çok üzen şey zamanın geçip gitmesi. Seni endişelendiren ve senin üzülmene sebep olan şey zamanın ta kendisi. Fakat bu gerçekle çelişen bir durum var. O da sen etrafımdayken zamanın durması. Bu böyle olmamalı; çünkü çok saçma. Zamanı durduramazsın. Hele yanımdayken. Senden bu kadar çok etkilenmemin sebebi bu işte. Sen kendi dünyanda zamana meydan okurken, benim dünyamdaki zamanı durdurman.
Elimde masmavi bir balon var. ipini sımsıkı tutuyorum, havada asılı duruyor. O balonu gör diye bekliyorum; zirâ sen balonlara bayılırsın. Gördün balonu; ama beni yine görmedin. Sen, seni mutlu eden şeyi görürsün. Mutlu olmanı sağlayan şeyin kaynağını değil. Aslına bakarsan bu konuda suçlayamam seni. Zaten insanların çoğu öyle. Sen de o çoğu insan gibisin. Pek bir farkın yok. Bana yaşattığın duygu karmaşası dışında. Tek farkın bu. Seni özel kılan şey bu ise vazgeçmem gerekiyor. Vazgeçemiyorum. Çaresizlik bunun adı. Başka bir şey değil. Çaresizlik.