Göğsümde bir sıkıntı hissettim. "Ömrümde hiç âşık olmadım," dedim. Hemen
karşılığını verdi: "Ben oldum." Sonra da işini yarıda kesmeden sözünü tamamladı: "Yirmi
iki yıl sizin için gözyaşı döktüm." Yüreğim hop etti. Onurlu bir çıkış yolu arayarak şöyle
dedim: "Biz ikimiz boyunduruğa koşulmuş iyi bir çift olurmuşuz." "Bunu bana şimdi
söylemeniz ne kötü," dedi, "çünkü bu artık bana bir teselli bile olamaz." Sonra evden
çıkarken daha doğal bir tavırla şöyle dedi: "Bana inanmayacaksınız, ama Allah'a şükür
ben hâlâ bakireyim."
Az sonra evin her yanma içlerinde kırmızı güllerle vazolar koymuş olduğunu fark ettim,
yastığımın üzerinde de bir kart vardı: Dilerim yüs yaşınıza erersinis. Bu burukluk içinde
oturdum, bir gün önce yarım bıraktığım yazıma devam etmeye koyuldum.