"Bazılarımız için, kalbinde toplumsal, soylu birtakım duygular hissetmek, kimsenin onun hissettiklerini hissedemeyeceğine, dahası insanlığın gelişmesinde kendisinin önder olduğuna kolayca inanmak için yeterlidir. Biri bir yerden iki sözcük duysun veya başı sonu belli olmayan iki sayfacık bir şey okusun, hemen bunların "kendi düşünceleri" olduğuna, kendi beyninde doğduğuna inanmaya başlar. Bu durumlarda saflığın küstahlığı (böyle denebilirse kuşkusuz) inanılmaz bir düzeye çıkar. Bütün bunlar akıl alacak şeyler değildir, ama çok sık çıkarlar karşımıza."