deniz feneri ve yalanlardan bir dize

entry2 galeri
    1.
  1. Kafamda susmaları için yalvardığım sesler beliriveriyor.

    Öyle ki uykularımdan alıkoyuyor kimi zaman içlerinden bazıları, her biri bir koluma girmiş birer inzibat subayı misali engelliyor sessizliği sağlama çabalarımı.
    Önceleri gün doğumuyla sana açabilmek için kapattığım gözlerim, şimdilerde her şafak sökümüyle bir adım daha öteye giden canana merhaba diyor. Her bir merhaba başka bir yanıtsızlık ile karşılaşsa da, dudaklardan dökülen sözcükler hep aynı..

    Ufak adımların birleşerek oluşturduğu uzaklık avaz avaz haykıran boğazımı yormuyor. Kurutmuyor bir damla su serpmeye yeltenmediğin dudaklarımı, hala dokunuşlarının nemleriyle tazeliyorum her bir çatlayan yanını. Ufak adımların birleşerek oluşturduğu uzaklık, öpüşlerime yansımıyor dudaklarını saklayıp. Lakin bilirsin, uzağı görme yeteneğim biraz zayıf..

    Sevmelerimiz vardı anne şefkati ile.
    Benim direkleri kırılmış bir teknem vardı semayı selamlayarak, karanlıkları usulca yararak sessizliği aradığım.
    Sen ise merakındaydın mavilikler üzerinde saçlarını dalgalandıracak rüzgarların.

    Bir zaman, rüzgarı dinlerken gördüm belki seni. Gözlerin basıncın etkisi ile ıslanmasın diye yavaşça kapanmış..
    O kadar güzel bak-mıyordun ki önünde uzanan dünyaya.. O kadar senindi ki göremediğim gözlerin..
    Limanı oldular ihtiyarlamış ve hastalanmış teknemin.

    Yelkeni irili ufaklı deliklerle kaplı olsa da, fırtınaları bile umursamayıp kendimizi deryalara saldığımız bir teknemiz vardı, artık bizim.
    ve yönümüzü bilmeksizin korkusuzca açıldığımız yağmurlu geceler vardı karanlık sularda. Ufkumuz açıktı. iskelemiz hep şafağın söktüğü noktada.

    Benim maviliklere tutkunluğum, senin rüzgara vurgunluğun, her ikimizin derinlerdeki gizlere olan merakımızı üstümüzden atamayışımızdı yahut bizi çekimser kılmayan..
    Sen aşkı yaşamamış, hiçbir rüzgara kapılamamış ve hafif esintilerle geçmiş duygu dünyalarının bilinmezliği altındaydın.
    Ben ise mavilere hayasızca açılış tutkumun tanıştırdığı rüzgar ile arkadaş olmanı sağlamak isterken bulmuştum kendimi.
    Bir vakittir ki, rüzgarın oldum bir kaç göz kırpması süresi sonra ve ben ise teknemiz ile her açıldığımızda yalnızca bakışlarının derinlerinde yaşayabiliyordum maviyi.

    Cesurduk.

    Korkmamayı öğretiyordum dalgalardan. Sen korktuğunda ben sarılıyordum hiç bırakmayacak gibi; geçiyordu. Rüyalarının orta yerinde ani ve ürkek uyanışların sonrası gözlerin gözlerimi, ellerin ellerimi bularak ferahlasın diye baş ucunda sen nöbeti tutuşlarım..

    Bazı bazı bir fırtına kopuyordu direklerimizi sallayan, kimi zaman bir yersiz tufan.. Yamayarak devam ediyorduk suların üstünde sallanan evimizin gediklerini. Hiçbir kuvvet yetmiyordu alabora etmeye bizi.

    Cesurduk.

    Korkmamayı öğretiyordum. Rüzgara olan vurgunluğun yerini artık vazgeçilmezlik duygusuna bırakıyordu. Rüzgar yerini her fırtınaya bıraktığında kaçar gibi oluyordun. Kimi zaman dönmek istiyordun mavileri bırakıp topraklar üzerine. Ve fakat öğreniyordun korkusuzluğu hiçbir fırtına yahut tufanın yenemeyeceğini.

    hala o teknenin, giz dolu evimizin baş köşesinde, demir attığım gözlerinin limanını seyretmekteyim altımda duran metrelerce derinliğin üzerinde. Sen ise rüzgarları dinleyip gözlerini yumduğun kara parçasında, bir deniz feneri penceresinin tam kenarına.

    Bir ışık tutsan üzerime, demirleyeceğim suları yararak evimizi bir kez daha gözlerinin kıyısına..

    Bugün, artık yamamadan gedikleri, onarmadan kırılmış delikleri sadece seyrediyorum uzaktan, başımı sıyırıp geçen o en sevdiğin rüzgarlar.. Karşı koymuyorum artık fırtınalara. Bir fırtına gelip alabora edene dek seyrediyorum, boyuna enine.

    Bir ışık tutsan üzerime, demirleyeceğim suları yararak evimizi bir kez daha gözlerine..

    Dünyalarca kucakladığım sevgili, rüzgara olan vurgunluğun yerini artık vazgeçilmezlik duygusuna bırakıyordu.
    Rüzgar yerini her fırtınaya bıraktığında kaçar gibi oluyordun. Kimi zaman dönmek istiyordun mavileri bırakıp topraklar üzerine.
    Ve fakat öğreniyordun korkusuzluğu hiçbir fırtına yahut tufanın yenemeyeceğini.

    Ya da ben öyle zannediyordum..

    https://m.youtube.com/watch?v=vnKMYffoMpc
    9 ...