Müslümanlar Darvin’in biyolojik zeminde ifade ettiği “doğal seleksiyon” tezini refleks bir tepkiyle reddetmiştir. Ancak her ne hikmetse biyolojik Darvinizm’in bir versiyonu olan “Sosyal Darvinizm”i büyük ölçüde ve sessiz sedasız kabul etmiş durumda olduğumuz kimsenin dikkatini çekmiyor.
Efendimiz s.a.v., “Kuşakların en hayırlısı benim dönemimde yaşayanlardır. Sonra onları izleyenler, sonra onları izleyenler gelir…” (Buharî, Müslim, Tirmizî, Ahmed b. Hanbel…) buyurduğu ve Sahabe döneminden itibaren her kuşak, ilmin ve ilim adamlarının gittikçe azalmakta olduğunu, dolayısıyla insanî değerlerde bir düşüş olduğunu vurguladığı halde, birileri bize bunun tam aksini telkin edip duruyor: insanlık gittikçe gelişiyor diyorlar; bilgi çağında yaşadığımızı söylüyorlar.
Kur’an’ı “tarihsellik” tezleri doğrultusunda anlamaya çalışanların, Darvinizm’in sosyal versiyonunu temel bir gerçek olarak kabul ettikleri -kendileri tarafından söylenmese bile- açıkça görülüyor. Zira Kur’an’ın bazı hükümlerinin bugün için “miadını doldurmuş”, dolayısıyla “uygulanamaz” olduğu tezlerinin temelinde Sosyal Darvinizm olgusunun kabulü yatar. Aksi takdirde şu sorunun cevabını vermeleri mümkün değildir: Niçin Kur’an’ın bazı hükümleri geçmişte uygulanabilir olduğu halde bugün bu özellikte değildir?
Bu sorunun cevabı tekdir: Çünkü bugün hırsızlık yaptı diye kimsenin elini kesemezsiniz. Hırsıza daha “çağdaş” bir ceza vermelisiniz.
işte her kim ki bu “çağdaşlık-çağdışılık” anlayışını kabul etmiştir, işte o, günümüzde insanlığın geçmişe oranla daha “gelişmiş” olduğunu kabul etmekle “Sosyal Darvinist” olduğunu ilan etmiş demektir!
“Bundan ne çıkar?” diye soran çıkabilir. Ama biraz düşününce bundan ne çıktığını anlamak zor değildir. insanın, benimsediği değerler ve ifade ettiği kıymet bakımından geçmişe oranla bugün daha ileri bir noktada olduğunu söyleyenler, aslında, nefsinin zebunu kılınmış modern insanının Sahabe’den daha üstün olduğunu söylemiş oluyor.
“Sahabe döneminde yaşayanlar Kur’an’ın hukukî emir ve yasaklarına uymak zorundadır; ama bugün için bu hükümler tarihseldir, bugünün insanını bağlamaz” demekle, bugünün insanının Sahabe’den üstün olduğunu söylemek arasında hiçbir fark yoktur.
Ali el-Karî, kendi dönemi için (vefat tarihi 1605’tir) şöyle bir tesbitte bulunuyor: “(…) ilim her geçen zaman gittikçe azalmakta, cehalet ise artmaktadır. Zamanımız alimlerinin ilimde terakki etmesi, günümüzde ilmin seviyesinin düşmüş olmasındandır. Yoksa öncekiler ile sonrakiler arasında ne ilim bakımından, ne de amel, hilm, fazilet, tahkik ve tetkik bakımından bir benzerlik vardır. Zira Efendimiz s.a.v.’in zamanından gittikçe uzaklaşıyor olmak, ilmin azalmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Tıpkı ışık kaynağından uzaklaşmanın, karanlığı artırıp aydınlığı azaltması gibi…
Buna el-Buhârî’nin rivayet ettiği şu hadis de delalet etmektedir: ‘Ümmetim hiçbir yıla girmeyecek ki, bir sonraki yıl ondan daha beter olmasın.’” (Mirkâtu’l-Mefâtîh, 1/507)