yıllarca tiyatro, futbol, fotoğrafçılık, tenis, oyunculuk, fitness gibi bir çok aktivite ile zaman zaman uğraştım. hiçbirini de 1 yıldan uzun bir süre boyunca yaptığımı hatırlamıyorum. hiç uzun bir ilişkim de olmadı. ya ben beceremedim ya da benimle olmayı beceremedi karşımdaki kadınlar. lisede bile 3 farklı sınıfta okudum. ama bu benim kabahatim değildi.
şimdi bunlardan bize ne diyenler elbet olacaktır. haklılar da.
neyse bana biraz daha sabredebildiyseniz bu cümlelere kadar gelmişsinizdir. evet sözlük, 1.5 yılı aşkın bir süredir kendi çapında amatör hikayeler yazan bir adamım. birkaçınız dışında muzu bıçakla soyan adam olarak az çok tanırsınız beni. birkaç günlük çabamın ardından hikayelerimi daha sakin, daha temiz bir blog'a taşıdım. hepsini teker teker bir kere daha okudum taşırken. yeniden o çok sevdiğim işi yapıp geçmişe gittim. anılarıma, mazime, hayallerime... evet çok iyi değil belki ama iyi hikayelerimin olduğu söyleniyor hep bana. ben de "eh" bile deseler daha bir şevkle yazıyorum. şimdi dönüp 1.5 yılda yazdıklarıma bakınca bir şeyler yaptığımı, bir şeyler paylaştığımı fark ettim. hatta öyle güzel geldi ki tüm yazdıklarım. hani derler ya "hepsi çocuğum gibi" işte aynen öyle. belki de bir süredir biraz yalnızlıktan öyle geliyor bilmiyorum. ama yalnızlığıma da iyi geldiğini biliyorum.
neyse lafı çok uzattım yine sayın yazarlar, konuya geleyim artık. hayatım boyunca devamlı olarak yaptığım iki şey var sözlük. biri galatasaray'ı sevmek, diğeri de her gün yeni şeyler öğrenmek. yazmak da bunların içine dahil olsun istiyorum. her boş anımda olmasa da bir ara biraz kelimelerle vakit geçirmeyi seviyorum. eğer kafanızı çok şişirirsem de haber verin. şimdi daha düzenli, biraz daha derli toplu olan blog'uma arada gelirsiniz diye şuralara yeni adresi bırakıyorum. çok uzağa değil, azcık öteye taşındık sadece. sokak aralarında top oynayan, ip atlayan çocukların olduğu mahalleye taşındık. kalın sağlıcakla.