Artan nüfusla beraber insanlar tek başlarına hayatta kalmaya çalışmak yerine aralarında iş bölümü yapmanın çıkarlarına uygun olduğunu gördüler.
Siyaset bu iş bölümü olgusunu düzenlemek üzere ortaya çıktı. Sınırlı bir zaman diliminde hangi işin kim tarafından nasıl yapılması gerektiğinin belirlenmesi noktasında bir yönetim sistemi oluşturmak bir gereklilik halini aldı.
Bu dönemde yönetim olgusu topluluğun çıkarlarını topluluk eliyle gözetmek üzere görevlendirilen insanlar olarak düşünülebilir ama zamanla bu olgu kendi varlığını devam ettirmek üzere örgütlenmeye yöneldi.
Bugün gelinen noktada temsili sistem kendi varlığını devam ettirmek üzere yasal ve anayasal bir sistem kurmuş durumda.
Siyasi partiler yasası, seçim sistemi ve ona bağlı uygulamalar nihayetinde 82 anayasası sistemin devam etmesi üzerine kurulu bir mekanizma.
Bu sistemi her parti kendine uygun şekilde kullanıyor ama konu demokratikleşme olduğunda ağız birliği yapmiscasina herkes bu sistemden şikayetçi.
Seçimlerden önce kimse bunları gündeme getirmiyor çünkü halk için bu tip konular siyasetin gerçek gündemini oluşturmuyor.