üniversite sınavına girip yüksek puan alamayıp dumlupınar üniversitesi'ni tercih eden, sonra da tercih çıkınca yerleşmek zorunda kalan, buna rağmen kendilerini sürekli nimetten sayıp sağda solda öten işe yaramaz öğrenci müsveddelerini barındıran iç batı ege'de yer alan şehrimiz.
ukala dümbük, kazansaydın o zaman yıldız teknik üniversitesi'ni, boğaziçi üniversitesi'ni gidip istanbul'da yaşasaydın, trafiğiyle, karışıklığıyla görseydin ebenin örekesini.
peki sen hiç kütahya'ya sordun mu "sen bizi seviyor musun kütahya?" diye. "atatürk bulvarı'ndaki barlarda içip içip en işlek caddene kustum, kaldırımlarına işedim, yollarına tükürdüm, bizden memnun musun?" diye sormayı denedin mi hiç mesela?
"dar sokaklarında gecenin yarısında hayvanlar gibi böğürdüm, şarkılar söyledim, halkı rahatsız ettim, memnun musun bizden?" dedin mi?
sonra vay efendim halkı yobazmış da, dar kafalıymış da bilmem neymiş. kimin eli kimin şeyinde olan bir halk olmadığı için yobaz değil mi, kültürel değerini korumaya çalışan, ar ve namusa özen göstermesi yobazlık öyle mi?
kültürü baldır bacak açmak zanneden zihniyet ananevi kültürden ne anlar ama değil mi?
gitmeseydiniz kardeşim o zaman kütahya'ya yaşamasaydınız.
ben kaç sene yaşadım lan orada, hiç yobaz bir halk görmedim mesela? dinine kültürüne bağlı olmayı yobazlık olarak düşünen bazı çakallar ne anlar samimiyetten, benlikten? o yobaz halk olmasaydı gecenin 3'ünde elini kolunu sallaya sallaya nah gezerdin kütahya'nın sokaklarında.
neyse efendim. tabi her öğrenciyi de bir tutmamak lazım. adam gibi orada yaşamasını bilenler de çoktur aralarında.
kütahya hava olarak gerçekten soğuktur, insanı belki havası bezdirebilir, ağustos'ta bile montla gezdirebilir, ama halkı sıcaktır.
gelişmemiştir, en büyük eksikliklerinden birisi de odur zaten. en kötü taraflarından birisi de ulaşımın tekelde olmasıdır. yani sadece halk otobüsü olmasıdır. bu da bir eksikliktir.
yoksa şehrin her tarafını çiniyle süslemenin neyi abes geliyor acaba? bünyesinde deniz barındıran iller ilçeler sağa sola çapa, pervane, gemi anıtı dikerken garip değil de, çini süslemesi mi garip?
ayrıca kütahya'da her yere yürüyerek gitmeniz mümkündür, normal tempoyla 2 saatte şehri bir ucundan diğer ucuna gezersiniz. tabi bazı burnu büyük ukalalara bu anormal gelebilir. nasıl olsa kendi memleketlerinde özel jetleriyle yolculuk yapıyorlardır.
ha bu arada bir de kütahya'nın her tarafı bok kokuyormuş. bunu söyleyen zat-ı muhterem muhtemelen taharetsiz gezdiğinden dolayı kendinden gelen kokuyu kütahya'dan geldiğini düşünmüş olabilir.
bir de yellice dağı'nın göt dağı olduğunu kütahya halkı muhtemelen ilk kez askerlerden duymuştur. gidip orjinal bir kütahyalı birine sorun, muhtemelen bilmeyecektir öyle bir yer. bunu ilk söyleyen de nasıl bir götse artık, görüp de kendine benzetmiş dağı muhtemelen.
kütahya güzel şehirdir kardeşim, dedim ya kaç sene durdum orada iş güç için, şurada yazılan bazı şeyleri görüp de sinirlenmemek elde değil.
