bir ateist olarak neden propagandasını yaptığımı izah etmemi gerektiren eleştirilerdir.
islam konusundaki görüşlerim malum.. fakat şunu itiraf etmeliyim: kerameti kendinden menkul şeyhler islam'a yamanmadığı taktirde, insanların hayatlarını daha bağımsız yaşaması, birey olarak kendi sorumluluklarını üslenmesi, karar verirken kendi vicdanlarının sesini dinlemesi elbette mümkündür. zira islam'da allah ile kul arasında peygamberlerden başka aracı yoktur ve her koyun kendi bacağından asılır.
peki islam'ı daha derin öğrenmek isteyenler alimlerin görüşlerine başvurmasınlar mı? elbette başvurmalıdırlar. fakat "alim" başkadır, "şeyh" başkadır. bir alimin yazdıklarını, o kişinin bilgili de olsa sonuçta kendisi gibi bir insan olduğunu göz önüne alarak okuyan kişi, okuduklarını değerlendirirken ve de icap ediyorsa eleştirirken bunları kendisi gibi bir insanın yazdığını unutmaz ve kendi kararını verir. kendi kararını verirken de allah tarafından yüce bir mertebede tutulduğuna inandığı bir kişiye muhalefet ediyormuş ve de günaha giriyormuş gibi bir kaygıya kapılmaz. şu meselede bu alimin görüşünü benimserken, başka bir meselede başka bir alimin görüşünü benimsemekte sakınca görmez.
fakat "şeyh"e biat böyle değildir... şeyhe biat bir bataklıktır.... şeyhlik taslayanlar modası geçtiği için kendilerine istedikleri kadar "şeyh" demesinler. sonuçta şeyhtirler. bunların şeyh olduklarını nasıl anlarız? misal imam-ı azam ebu hanife'yi ele alalım... yazdığı onca eserde bir kere olsun ortaya koyduğu kanaatlerin kaynağını "ilahi ilham" olarak göstermemiştir. bir kere olsun "kusursuzluk" gibi bir iddia serdetmemiştir. bir kere olsun kendisine şunun veya bunun malum olduğunu, gaybı bildiğini iddia etmemiştir. diğer ehl'i sünnet alimleri de onun gibidir. fakat sufilerin çoğu veya hem müçtehit olduğunu söyleyip, hem de sufiliğe soyunanlar öyle değildir. bu tür iddialarla ortaya çıkanlar, ne kadar inkar etseler de sonuçta sahtekar şeyhlerdir.
peki şeyhe biat etmenin sakıncası nedir? uzun boylu anlatmama lüzum var mı? işte abd'nin koynunda beslediği bir şeyhe sorgusuz sualsiz itaat edenlerin ülkeyi ne hale soktuğunu hep beraber gördük.
fethullah gülen neyse, said-i kürdi de odur. zamanında abd'nin desteğini almak için yapmadığını, söylemediğini bırakmamış ve hatta ikinci dünya savaşı sırasında ruslarla savaşırken ölen hıristiyanların cennetlik olduğunu ifade etmişti.