Varligim belki de en onemli gayelerinden biridir.
karsimdakinin beni kafamda oldugumu dusundugum sekilde anlamasini beklemekten bahsetmiyorum.
kisinin iletisim halinde oldugu insani kendi kriter ve gostergelerine bakarak olcmesi ve bunun isigi altinda onu yargilamasi kaosa surukler.
kendimizi anlatmaya calisirken gosterdigimiz ozeni, karsimizdakinin de aynisini yapmaya calistigini hatirlamaya da adamaliyiz.
isimize gelen anlamlar ve bugune kadar duymaya alistigimiz cumleleri bu iletisim halinde bulundugumuz insanin farkli anlamda ve hissiyatla kullanabilecegini aklimizdan cikarmamamiz gerekir.
anlamak istiyorsak, anlasilmak istemeyi; anlatmak istiyorsak anlamaya calisan birinin oldugunu bilmemiz gerekir.
anlama ve anlatma cabasi bizim o iletisim anina kadar yasadigimiz tecrubelerden bagisik olamayacaktir ama insanlarin cumleleri hangi zihinsel semayla baglantili halde soylediklerini bilmeye calismak iletisime duyulan en buyuk saygidir.
insanlarin ayni telden calmasi cok nadirdir. Ama bu insanin ugruna yasadigi yegane seydir.