Türk erotik dergileri bölümüne çok güldüm. resimler saçılınca daha da bir güldüm. müthiş bir incelikti bence. o dönemin brazzersı, türk erotik dergileri imiş.
kızın bacağını kestiği bölüm... Kırsalda ve dönemde insan hayatına verilebilecek değerin net en güzel özetiydi. dışarıda doğum sahnesi de böyle.
morfin yerine su koyduğu bölüm... Başmüfettişe feldsher'ın morfin bastığı -aslında su- ama etki etmediği sahne. adamın her çığlığı öyle gerçekçiydi ki benim canım acıdı.
morfin'e başladığı sahne... "ben doktorum idare edebilirim" demesi aslında bağımlılığa giden ilk evrenin ne olduğunu belirtiyor. "benim iradem güçlü hık desem bırakırım" lafını az duymadık neticede.
ve final bölümündeki sahneler... mika'nın, Palageya'nın kaybındaki ciddiyetsizliği ve old doctorun ona kızması. "o seni en kötü hâlinde bile severdi" deyişi ve cenazeyi sırtlaması çok haklı bir tepkiydi. Feldsher'ın kaybı sonrası kızın yanması. genç doktorun bunu önemsemeden morfine saldırışı ve "sadece morfin için yaşıyorum, biraz daha morfin" deyişi işin ne bok olduğunu apaçık gösterdi.
en son her şeye rağmen o hastaneye gelmesi, o hemşirenin onu görmesi ve palageya'nın mezarına gidişi mükemmeldi. "çok geç kaldım, affet"