sayılabilecek bir sürü sebebin olmasıdır. Aynı zamanda bu gruba dahil olan öğrencilerin kendilerini aptal hissetmesi en büyük nedendir. nereden mi biliyorum, bakınız ben.
--spoiler--
her şey orta okula geçmemle başladı, doğuya yeni atanması yapılan bayan bir hoca matematik dersimize girmesi hem onun hemde biz öğrencilerin canını sıkmakta idi. Ancak gelin görün ki hem sınıfın hemde hocanın yapabileceği bir şey yoktu. sonuç olarak işi bizi ile ilgilenmekti ancak bunu yapamadı. Her derse girdiğinde defalarca bu şehre geldiğine lanet eder, okula bomba koyup hepimizi tarih sahnesinden kaybolup gitmemizi dile getirir, bu da yetmezmiş gibi sınıftaki bütün öğrencilerin kafalarında beyin yerine patlıcan ezmesi olduğunu savunur, hatta bu tezini kanıtlama adına birimizi numunelik olarak araştırma merkezine göndereceğini söylerdi. dönem ortasına kadar hiç bir dersine gitmemekle kendimi bir nevi tatmin etmeye çalışıyor ve artık matematik yapamayacağıma kendimi ikna etmiş bir vaziyette sözel dersler ile liseye kadar idare etmeye çalışıyordum. bizim zamanımızın teog'u olan sbs'den berbat bir puan alıp düz liseye gitmektense mesleğe gitmenin daha iyi olacağını düşünerek okul hayatımı sürdürdüm. bilindiği üzere meslek lisesinin sadece 4'te 1'i matematik dersi görülür ve bu öğretmende kendini beğenmiş ve durmadan mevzun olduğu gazi üniversitesini anlatan bir öğretmen ile karşılaşınca kendinizi iyice matematiğe kapatırsınız. sonuç olarak, istenilen üniversite kazanılmaz, ygs, lys gibi sınavlara sakat bir şekilde girmenize sebep olur ve en önemlisine bunu yapamadığınız için hem kendiniz hemde çevrenizdekilerin sizi aptal yerine koymasına alışırsınız.
--spoiler--
matematiğin sevilmesi için önce kendinizde o kapasitenin olduğuna inanmanız gerekir. biri size bunu yapamadığınız için aptal diyorsa size o muameleyi yapan asıl aptaldır ki o aptal bile yapabiliyorsa siz neden yapamasınız.