ilk seksen dakikasını izleyenin kesinlikle spike lee nin yönettiğine inanmayacağı, çok dar bir alanda ve mekan ve enstrüman itibarı ile huge bir bütçeyle çekilmediği belli olan, spike'ın çekerken en azından denzel kadar yorulmadığını tahmin ettiğim, %80'i denzel üzerine odaklanmış ve onun sayesinde katlanılan, jodie'nin hepi topu 20 dakika kadar göründüğü, son 30 dakikasında biraz açılır gibi olup; " hah, spike konuşturmaya başladı sanki " dedirten, ama ne yazık ki finaliyle birlikte kafalarda pek çok soru işareti bırakan bir hollywood aksiyonu (!)
- jodie foster gibi olağanüstü bir oyuncu böyle bir filmde böyle bir rolü neden kabul etmiştir, banka kredi boçları tepesine mi binmiş ya da kötü bir kumar alışkanlığı mı edinmiştir ?
- clive owen filmin nerdeyse tamamını maskeli oynayarak bize fake mi atmıştır. dublör kullanmış mıdır ?
- denzel olmasa filmin en azından ilk 70 dakikasına yanınızda bira ya da şarap olmadan katlanabilir misiniz ?
- spike finalde olayı yine ırkçılık vb. sorunlara kilitleyerek ama izleyiciyi de tam anlamıyla havada bırakarak artık iyice sıkmaya başladığının farkında mıdır ?
sonuç olarak neresinden tutsanız elinizde denzel dayı kalıyor. o da süper bir performans gösterdiğinden değil, filmin en iyi yanı olaraktan.
eğer seyredecekseniz bari iki şarap ya da iki üç bira çerez falan alın da öyle kurulun koltuğunuza.
sonuç olarak en büyük hayranı olduğum oyunculardan jodie foster'ı böyle dandik bir yapımda görmem bana hayat hakkında yeni dersler vermiştir. belki de filmin en ve tek iyi yanı budur.