Eğer laptopunuzu yeni aldıysanz listenin başına touchpad'i kullanmanın zorluklarını ekleyebiliriz. Bir süre kanser olursunuz. Önünüzdeki pencereyi tutup kenara taşıyayım dersiniz ama ne çare, ya tutamazsınız ya da bırakamazsınız. Bir klasöre girebilmek için onlarca kez parmanığınızla touchpad'e vurursunuz. Ama korkmayın delinmez.
En yakın bir yerden acilen bir usb mouse temin ederseniz (ki artık mahalle bakkallarında bile satılıyor) bu dertten kurtulursunuz.
Listenin ikinci sırasında da batarya problemi vardır. Alırken saatlerce fişe takılı olmadan kullanabileceğinizi düşünürsünüz ama yalandır bu efendim. Bunu, arkadaşlarınızla bir cafeteryaya gittinizde farkedersiniz. Benim de laptopum var edasıyla gıcır gıcır laptopunuzu çantasından çıkartıp, masaya koyarsınız. Etraftaki herkesin sizin laptopunuza baktığını düşünüyorsunuzdur. Artık siz o eski siz değilsinizdir. Hareketleriniz, konuşmalarınız değişmiştir. Taki yarım saat sonra ki bip bip bip sesini duyana kadar. Hani kullanım süresi 4 saatti?
Bunun da çözümü şudur; önce çaktırmadan laptopunuzu çantasına geri koyarsınız, arkadaşlarınıza da "Yok şarjı daha 4 saat gider de, işim bitti o yüzden kaldırdım." dersiniz, olur biter...
