öncelikle ahlak kurallar bir uhreviyetten değil toplumsal bir gereklilikten çıkmıştır.
bunu anlamadan ahlakı anlayamazsınız.
şimdi herkesin hırsızlık yaptığı, birbirini öldürdüğü, tecavüz ettiği bir toplum modeli ilkel toplumdan tut günümüze kadar olan hiçbir toplumda yoktur.
bunlar her toplumda suç sayılmış ve bir şekilde cezalandırılmıştır. o yüzden ahlakı olmayan hiçbir toplum olamaz.
tabi bunlar genel ahlaklar birde özgün ahlak dediğimiz şeyler vardır bunlar dinin öznelliği içinde şekillenmiş ahlak türüdür.
işte islami ahlak kendi dini gerçekliği içinde değerlendirilir.
yani gidip bir insan, islamda tecavüz yoktur, hırsızlık yoktur, rast gele adam öldürmek yoktur bu da islamın getirisidir diyemez. bu islamın getirisi falan değil toplum realitesidir ve sadece islam toplumunda değil her toplumda olan genel kurallardır.
bunların dışına çıkarsak islamın kendi içinde dinine özgü ahlaki kuralları vardır. bunlar tartışılır ve islama eleştiri bu yolla getirilir.
ancak biraz nesnel bakarsak ahlakla dinin aynı şeyler olmadığını çok net görürüz. din ahlaktan bağımsız olmasa bile ahlak dinin içinde değildir yani ahlak daha geniş bir kavramdır.
ayrıca seküler ahlak diye bir şey de vardır.
genelde dindarlar dine inanmayanları direk kendi inandığı her şeyi inkar ediyor olarak görür ve ahlaksız olmakla suçlar oysa ahlak senin dininin veya bir dinin gerekliliği değil toplum realitesidir. toplum ahlak olmadan işlemez.
ha şimdi sekülerlere gelelim, seküler ahlak dinsel ahlaktan ayrılır. dinde her şey kural halindedir ve kesindir. seküler ahlak ise ahlaki algının toplumlarda zamanla değişeceği( ki bunu ileri bir hareket olarak algılayabiliriz) bu yüzden bu kavramların tartışılması daha ahlaklı yada toplumsal yönden daha sorunsuz bir modele gitmeyi amaçlar.
sekülerler dine karşı olması bu durağan ve çağ dışı kendi özgün ahlak yapısıdır yoksa genel ahlak kuralları yada ahlakın tüm kurallarına karşı değillerdir.
ayrıca din karşıtlığı asla bir dindar ne yapıyorsa aksini yapma değildir bir dindar dininin özgünlüğü içinde ne yapıyorsa onu yapmamaktır.
arasında bayağı bir fark vardır yani.
o yüzden islami ahlak geride kalmış ve çağa uymayan çok yanı vardır. seküler ahlakla bunların çatışması bir ahlaksızlık- ahlak üzerine değildir sadece vicdana ters veya çağın algısına ters bu yapıyı reddetmektir.
ayrıca ahlakı diyalektik olarak ele alırsak ahlakta gelişebilir ve toplumları daha kusursuz daha ihtiyaçlarını tümden gidermeye odaklı olabilir.