Platon, tümel gerçeklikler olan idealara inanan biriydi. Ona göre Tanrı olan demiourgos, mutlak hakikat olan idealara bakarak bu yaşadığımız evreni yaratmıştı. Yani bir nevi sanatçı Tanrı (taklitçi Tanrı nasıl derseniz artık) anlayışı. Böyle bir düşüncesi olan filozofun ahlak ideasını Tanrı'nın üstünde tutması ve ahlaki olanı Tanrı'nın belirlediği bir düzlemde ahlakı, keyfi ve anlamsız bulması gayet normaldir. Platon'un böyle bir çıkarımda bulunması dediği şeyi mutlak gerçek yapmaz. Aynı şey benim dediklerimde de geçerli tabi.