Maddi aşkı manevi aşk gibi yutturan kişidir. Yazar demek yazarlığa hakaret olur. Tasavvuf denen derinlikten nasibini almamıştır. Yaptığı şeyle iyi paralar kazanıyor olması onu iyi yazar yapmaz ya da kitaplarının çok satması...
Aynı Elif Şafak'ın aşk kitabında olduğu gibi... o kitapta yok satmıştı ancak Elif Şafak bir balon gibi şişti ve söndü. Hatta aşk kitabıyla fotoğraf çektiren ergenlerin bir kısmı kitapta ne anlatıldığını dahi bilmiyorlardı. Aşkın rengi olmazken hem siyah hem kırmızı/penbe kapakla kitap bastılar. Ulan ne kadar malsınız...
Bulunduğum bir muhabbet ortamında değerli bir büyüğüm, "Bunlar erenler bağına girip, yaprak kokusu bile alamamışlar!" demişti. Varın yazdıklarındaki yaptıklarındaki fiyaskoyu siz hesap edin...
Şems ile Mevlana'nın birbirlerine olan muhabbetini, ikinci bir hikâye ile desteklemeye çalışırken kadının gayriresmi ilişkisini meşrulaştırmaya çalışan bir yazarın, tasavvufla ne kadar ilişkisi olabilir ki...
Sinan Yağmur'da aynı şekilde aynı bokun lacivertidir. Tasavvuf diye maddi aşkı pazarlar ve Allah'ı buna paravan olarak kullanır, ne büyük ayıp, nasıl büyük bir günah... Allah kimseye para, şan, şöhret kazanma hırsı vermesin.