akademisyen değilim ama üniversitede alanımla ilgili derslere giriyorum resmi görevlendirmeyle. 4 hafta geride kaldı, daha hiç yoklama almadım. yönetimin uyarılarına rağmen de almayacam.
iki taraftan bakıyorum.
öğrenci desen, 19-20 yaşına gelmiş. sorumluluklarını biliyor olmalı. öyle ki sen devlet olarak, koyduğun kanunlarla bu adamlara ev alma-satma, 500.000 tl'lik senedin altına imza atarak borçlanma, evlenip çoluğa çocuğa karışma, dava açma yetkisi vermişsin; suç işlerse hapiste çürüme imkanı(!) tanımışsın.
ondan sonra 8 yaşındaki çocuk muamelesi yapıyorsun ve hadi evlat okula diyorsun. saçma! toptan saçma, delicesine tutarsızlık amına koyim!
onu geçtim, fakirlikten kırılıyoruz beyler ülke olarak. gerçekten ihtiyaç sahibi çok insan var. çocuk güç bela ikna ediyor ailesini, okula başka bir şehre gidiyor. kendim çalışır okurum diyor. sen bu adamı okula dikemezsin. sabah burda olsun gece çalışsın dersen, o adamın vücudu da zihni de bu tempoyu kaldırmaz, öğrendiği de verimli olmaz.
akademisyen tarafından durum nedir? sen, lisans mezunusun. yetmemiş üstüne yüksek yapmışsın. onu yapmış, bunu okumuş, şunu araştırmışsın. yani sen, 7 yaşından beri okuyorsun ve alanında "ben uzmanlaştım" demeye/dedirtmeye çalışıyorsun. ömrün olmuş bu senin. eee amk bi zahmet o çocuğu oraya çek. kitaptan okur gibi ders anlatırsan olmaz abi. çünkü kitapta senden daha düzgün cümlelerle anlatılıyor. adam kitabı okur senin bet suratını göreceğine.
gördüğün gibi işin neresinden bakarsan bak, makul tek yanı yok. ilk derste tüm sınıflarda şunu söyledim, "arkadaşlar isteyen çıksın, isteyen gelmesin, kız arkadaşından ayrılan gitsin evinde yastığa kapanıp ağlasın. bu yaşıma kadar kimseye kendimi zorla dinletmedim". bunu deyince adamlar bi kafayı kaldırıyor zaten. allah allaa diyor. ayrıca hakkaten gönülsüz, zihni orada olmayan öğrenciyi zorla karşına dikmek ders anlatana hakaret lan!