orta tarafın arkaya ilerlemesini isterler aslında. "arka taraf" ilerle denilince öne doğru gelerek ortaya doğru ilerlerler. nedense bu orta taraf hep boş sanılır. zaten bir çok kişi otobüse binmeden önce dışarıdan otobüsü keserek* yanındaki vatandaşlara "bak kardeş otobüs boş ilerlemiyo orta taraf" baabında önyargılarla biner.
akbil basmak bu adamlar için başlangıç işaretidir. işareti duyan çılgın vatandaş ortadaki boşluğa doğru pis pis bir kaç bakış atar. bu adamların asıl hedefi boş yer açmak değil, tutunacak bir demir ya da en popüler yerlerden birisi olan körük üstünde yer kapabilmektir. bu popüler yerleri kapmak, aynen sigortalı işe girmek gibidir. bir karizma göstergesi, liderlik dürtüsüdür.
bu arada arka taraf kendi işinde gücündedir. önden bağıran asi vatandaş, "beyler ilerleyin" şeklinde zerzenişlerde bulunur. bu yüzden kadınlar bu adamları hiç sallamaz. "ulan ben bir kere kadınım, sen beni ne hakla arkaya gönderirsin" tavrıyla camdan giysilerini kontrol etmeye devam eder. nokia marka telefonun beyaz kulaklığı standart ekipmandır.
işte o andan sonra arka tarafa sıkışmış yolcularla bu kadın arasında 1 metreden fazla boşluk oluşur. arka taraf yolcuları karantinaya alınmış gibi sıkışmıştır motor gürültüsünün en yoğun olduğu yere. orta tarafta oluşan bu boşluk, işte bu kadından sonraki boşluktur. dışarıdan görünen de hep budur.
gerçi artık metrobüs diye yutturulan o gri otobüslerin arka tarafını şark köşesi gibi dönerli oturma şekliyle donatmışlar. asi vatandaşlar ağız tadıyla yolcu yönlendiremez olmuşlar. iett bile binilmez olmuş. sen de gelmez olmuşsun.