Dokuzuncusu: Cibrîl-i Emîne eminlik payesini kazandıran Kur'ân'ın bir diğer mevkii de Hz. Cibrîl'in emin sînesidir. "Mevâkiinnücûm"a kasem, O ve O'nun gibilerinin sinesine kasem olsun ki, manasına da hamledilebilir.
Onuncusu: Bir diğer yönüyle de Efendimiz (sav) ve ümmetinin pâk sîneleri olduğu da düşünülebilir.
Onbirincisi: O'na inanmış, Kur'ân'ı her şey kabul eden, her okunduğunda, Rabbinin, kendisine hitap ettiğini ruhunda duyan temiz vicdanlar da, Allah'ın kasem ettiği yerlerden olabilirler. Rabbim evvelkiler gibi, bizim sînelerimizi de öyle pak eylesin. Kasem edilen sîneler haline getirsin!
Bütün bu ve bizim bilemediğimiz nice manalar içindir ki, Cenab-ı Hak, "Mevâkiinnücûm"a kasem etmiştir. Ve bu kasemin hakikaten büyük bir kasem ve yemin olduğunu da yine kendisi bildirmiştir.
Biz, bilemediğimiz sırlara da en az bildiklerimiz kadar inanıyor ve "Bilseniz bu çok büyük bir yemindir" ifadesini bütün vicdanımızla tastik ediyoruz.