bilinen ve belgeli tarihte ilk defa, sigmund freud'un "musa ve tektanrıcılık" adlı kitabını yazmasına vesile olan firavun akheneton'un dile getirdiği iddiadır.
akheneton'un asıl adı 4. amenhotep idi. amacı çok tanrılı sistemin güçlü amon rahiplerini zayıflatmak, merkezi idareyi güçlendirmekti. bu sebeple tek bir tanrı olduğunu o tanrının adının da "aton" olduğunu iddia etti. adını bile "akheneton" olarak değiştirdi. ölümünden sonra çok tanrıcılık hemen geri döndü. evet, yerine genç oğlu tutankhaton geçti ama genç firavun rahiplerin baskılarıyla başa çıkamadığı için adını" tutankhamon"olarak değiştirdi ki söz konusu firavun dokunulmamış mezarını howard carter'ın bulduğu firavundur.
sigmund freud tevrat'taki öykülerle akheneton'un hayatı arasında bağ kurar... musa peygamberin yaşadığı tarih tam olarak bilinmemektedir ama akheneton'un iktidarına denk düştüğünü gösteren işaretler vardır. freud'a göre musa akheneton'un oğullarından biridir. zaten adı bile ibranice değildir. "musa - moses" "oğul" anlamına gelen kıptice bir kelimedir. firavun isimlerinde de geçer. mesela "tuthmose" "tanrı tut'un oğlu" demektir. freud'a göre musa'nın nil nehrinde bulunması hikayesinin (daha önce yaşamış olan akad kralı sargon'un efsanesinde de aynısı görülen motif) amacı musa ile ibraniler arasında soy bağı sağlamaktır. musa gerçekte bir mısır prensidir ve aynen kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi firavun ailesi tarafından yetiştirilmiştir.
freud'a göre, akheneton'un ölümünden sonra yaşanan kargaşalar döneminde, musa, başına geçtiği ibraniler ve diğer atoncularla birlikte kaçmıştır. söz konusu kaçıştan sonra ibranilerin inançları ile atoncuların inançları birbirine karışmış ve musevilik doğmuştur.
freud'un görüşü doğruysa, tüm tek tanrıcı dinlerin bir firavunun siyasi çalışmalarının sonucu ortaya çıktığını düşünebiliriz. ne var ki kurduğu bağlantılar tarih bilimi açısından yeterli delil oluşturabilecek yeterlilikte değildir; ek kanıtlara ihtiyaç vardır...