kaybettiğimiz bir şeyler olduğunda hep bize dünyanın sonu değil, hayat devam ediyor telkini ile desteklerler ya, evet doğru söylemişler hep.
eğitim sistemi çarpıklığı sizi, olmak istediğinizden bambaşka bir yere öteler. siz berber olmak istersiniz, sistem sizi doktor olmaya, aileniz mühendis olmaya, sınav sonucu ise sizi açık öğretime yönlendirir.
ilişki durumunuz sizi, olmak istediğinizden bambaşka bir yere götürür. siz özgür yaşamak istersiniz, sistem sizi resmi kağıt ile birleştirmeye, aileniz bu kız/ bu oğlan olacak diye tutturur, atalet/basiret ise sizi bağlar birisine.
sevgili olursunuz, olmadık kavgalara girişir ve sağ sol kroşe vurarak bir boksör edasıyla hayatı zehir edersiniz birbirinize, oysa siz ne aşk ile ne sevgi ile seviyorsunuz birbirinizi, yanlış anlama gelir kapınıza dayanır ve oldu işte tatsız son.
evlisinizdir, boşanabilirsiz. boşanmışsınızdır evlenebilirsiniz. yahut kendi bireysel özgürlüğünüz ile yaşayabilirsiniz. bunların olamayacağı kuralını koyan toplum zaten düzgün işliyor olsaydı, sizi sorgular yapıdan elini eteğini çeker ve bütünleştirici bir rol oynardı.
her ne gelirse gelsin başınıza, daha çok uzun yaşanacak olumlu/ olumsuz bir hayat olacağından ve dünyanın sonunu bizler göremeyeceğimizden en az bir, yüz milyon yıl kadar, onun için siz kendi sonunuzu mutlu kılın ve güzel bir hayata devam edin diye söylenen bir cümledir.