düğün dj

entry1 galeri
    1.
  1. davetliler bir o yana bir bu yana sallana yuvarlana eğlenirken bütün gece herkesi aynı anda memnun etmeye çalışan kişidir. işim gereği yaptığım bu görev hakkındaki gözlemlerim ise aşağıdaki gibidir. iş bu entry tüm düğün sahipleri ve davetlilere "iki dakika adam olun ülen" ültimatomu içermektedir. sayın müşterilerim hariç. saygılar efenim, oo damat bey de buradalarmış .)
    Düğün dj sendromları; Düğün ve benzeri bir organizasyonda görev aldıysanız bu ve benzeri durumlar ile karşılaşacaksınız. Bu organizasyonu kişi başı 200 euro menüsü olan sarayda da yapsanız iki sokak arasında pazar tahtaları ile yolu kapatarak davetlilere idrar tahlili renginde limonata ikram edilerek gerçekleştirilen sokak düğününde de yapsanız bu durumlar üç aşağı beş yukarı aynıdır.

    Damadın ya da gelinin birinci derece yakınının istekleri; Düğüne katılan herkes ya gelin ya da damadın en has en yakın akrabası ya da kankasıdır. Hatta öyledir ki gelin damat kim köpek ki? Aslında düğün o adamı memnun etmek için yapılmaktadır. O an ne isterse onu çalmak durumundasınız. insanlar pop şarkılar ile hoplarken gelip "Horon çalsana horon" der ve siz o pop şarkıyı zaaart diye kesip horonu girmeden başınızdan ayrılmaz gözünüze bön bön bakar. istediği şarkıyı çalsanız da oyun pistinden size arada bakışlar atar "Bu değil, daha hızlı olanı daha hızlı olanı" cümlesini iki parmağını partnerini memnun etmeye çalışan seks kölesi adam gibi süreki döndürerek anlatır ve anlamanızı bekler.

    Düğünün baş sorumlusu topuz saçlı görümce; Muhakkak yanında taşıdığı ve içi karınca yuvası gibi virüs taşıyan kıçı kırık bir usb ile yanınıza gelir ve "Bu şarkılar çalacaaağk" diye elinize verir. Flash disk açılıp içine baktığınızda 1.5 mb boyutunda 10 dakikalık şarkılar görürsünüz. Değil mikserde tonlamak parçayı yeniden aranje etseniz o şarkıdan belli ki düzgün bir ses çıkmayacak. "Bende bunun 320 kbps kalitelisi var zaten" deseniz de "yoh yoh bu versiyonunu istiyorum" der. Verdiği listede şarkıcısının bile mazisinden silmek için hafızasını sildirttiği abuk subuk şarkılar vardır ve siz çalmamak için dirensenizde o şarkıları size çaldırtır ve çalmaya başladıktan 1 dakika sonra yanınıza gelip "Bu nasıl şarkı? değiştir değiştir" der. Ulan zındık işte senin verdiğin şarkıydı bu diyemezsiniz elbette. Kimin nereye oturacağından gelinle damadın ilk dans şarkısına kadar o karar verir. Bıraksalar gerdeğe de girecektir ama henüz o kıvama gelmedik toplum olarak.

    Erkenden kalkacak olan harmandalı oynayan akraba; Siz kafanızda ve insanların tepkilerine göre bir gidişat ayarlamış olabilirsiniz, ancak hesaba katmadığınız birisi var; Harmandalı oynayan ağır abi erkenden gidecektir. Birisi gelir ve "Harmandalı çalsana Muhittin abi gidecek o bi harmandalı oynasın sonra kaldığımız yerden devam ederiz" der. Tabi o sırada hangi tür şarkı çaldığı ya da sırada ne olduğu ya da o esnada eğlenen 200 kişi bir anda anlamını yitirir. Harmandalı çalmaya başlar pisttekiler size bir anda tuhaf bakar, hayırdır ezan mı girdi araya neden durduk gibisinden bakarlar ve sahneye mühteşem Muhittin abimiz çıkar. Kadir inanır'ın Bağcılar meydan şubesi abimiz amerikaya ayar veren polat almedar bakışları ile kah diz çöker kah etrafında döner bu sırada insanların enerjisi düşer ve masalarına oturur. Haydi ondan sonra tırmala dj insanları kaldırmak için.

    Son bi halay çalsanacılar; 4 saatlik düğünün 5 saati halay istekleri ile geçse de programı 2 saat aşmış da olsanız illa ki son bi halay çalacaktır ve insanlar sanki düğün boyunca vals yapmış gibi "Ahan da bizim oranın zurnası lililililiilil ahey ahey ahey" sevinci ile piste tekrar çıkacaktır. O esnada mekanın müdürü gözünüze gözünüze bakarak "Kes müziği kes müziği" işareti yapar ancak siz o son halayı bitirmeden oradan asla ayrılamazsınız.

    Bu bizim oranın değil bunun şey versiyonu; Sanki Dünya başkentinin klasikleşmiş ünlü şarkısı muamelesi gören yöresel tatlar sendromu. Direk dj masasına düz bir çizgi ile gelen bir arkadaş kulağınıza ezan okurcasına yapışıp hönkürür "Ebesinin karşılamasını çal, oynayacaz" Sanki dal budak sabah beri oynamıyormuş gibi. Her ne kadar ben o şarkıyı bilmem deseniz de elinde bir akıllı telefon ile gelip o zaman bunu takalım der. Siz alır o telefonu... neyse takarsınız sisteme ve insanlar inceden döne döne oynamaya başlarken o telefonun sahibi gelip "Hayır hayır bu değil, bunun şey versiyonunu çal" Ulan zındık haritada yerini bilmediğim köyünden gelmiş benden bilmediğim köyün adetini istiyorsun, adeti bulmuşsun kansızını arıyorsun? Gelme oğlum o zaman istanbul'a? Git köyünün yağmurlarında ahey ahey gezin dur. Kendisi orada rahat edememiş gelmiş burada bizi rahatsız ediyor pezevenk!!!

    Şey şarkısı var yaa şey hmm..; Eleman gelir sizden şarkı ister ama sadece şarkının bir yerindeki melodisini bilir. Siz o sırada arşive gömülmüş bir başka dingozun isteğini unutmadan bulmaya çalışırken kulağınızın içini yalayarak "Dınınınnn dın dın danannn don dınnn" diye sufle verir. Bre dangalak daha sen hangi şarkı olduğunu bilmiyorsun benden neyi istiyorsun? "Aaa nasıl bilmezsin yaa bak, şöyle; donnnn dunnn dinnngg dan dan dana dan dan dana dan dan dan" melodisini anlamıyorsanız hay sizin müzikal birikiminize. Oysa sokak kedisine o şekil seslenseniz o şarkının dansı ile gelir yanınıza, sen nasıl bilmezsin?

    Aynı şarkıya takık dangoz; işin en başından en sonuna kadar on dakika ara ile gelip aynı şarkıyı isteyen insan sendromu. Hayır öyle bir şarkı ister ki bir türlü o tarz şarkıya sıra glmediği için o isteği çalamazsınız. Bu arkadaş vicdan azabı gibi gecenin sonuna kadar bir kenarda her göz temasında size bakar ve kafasını sallar. en son iş bitip sistemi toplarken yanınıza gelir "istediğim şarkıyı çalmadın ama canın sağolsun" der. Kendince vicdan azabı çekmemi bekler. Elinden gelse bulabilse cep telefonuma gece sms atar, "Çalmadın şarkımı" der. Gece rüyana girip kabusun olur çalacaksın uleeeyn diye dipsiz kör kuyulardan çığlığı gelir. Ulan senin misafirlerin bıraktı mı ki halaydan horondan misketten kurtulalım? Ben kendi listemi çalamadım ki senin isteğine sıra gelsin? Diyemeyiz ya la..

    Çok çekeriz netekim çok. 4 arkadaş aynı evde çay içerken bile aynı şarkılarda buluşup eğlenemezken 400 kişiyi aynı anda memnun etmesi beklenilen kişidir eğlence işi yapanlar. Olduğu kadar, olmadığı kader. Kasmadan kafaya takmadan sistemi toplayıp yol üzerinde iki kutu soğuk bira alıp depoya doğru yollanmak, arkasından kokoreççiye gitmek en güzelidir. Bol acılı olsun usta, hayır domates istemem. Anaaa, bizim oranın kokoreçi değil bu. Bunun bol kekiklisinin avakado ile marine edilip mevsim salatası ile soslandırılmış körilisi yok mu?
    0 ...