Lise sonda iken stajimi diyarbakir'in bir anaokulunda yapmıştım.
Bundan 2 yıl önceydi sanırım.
Çocuklara meslekleri ve görevlerini anlatıyordum.
Meslek polisti. Bir kızı seçtim, polisler ne yapar dıye sordum.
"Silahları vardır insanlara sıkarlar ve öldürürler" dedi.
O an ailesine içimden küfrettim. Daha el kadar çocuğa böyle şeyler öğrettikleri için.
Hemen düzelttim onu. "Polisler insanlara zarar vermezler, bizi kötü insanlardan ve hırsızlardan korurlar" dedim.
Birden düştü aklıma. Iyi etkiler bırakabilmisimdir umarım üstünde.
Diğer öğrenciler için de aynı şeyi yapardım.
Derslerde bayrak ve ülke konularının üstünde dururdum. Sık sık söz ederdim.
Bu bilgilerin zihinlerinin küçük de olsa bir bölümünde yer alması, bilinçaltlarının dolu olmasını istiyordum.
Ellerimde yogurulmasi gereken hamurlar vardı. Bu çocuklari eğiten bendim. Istedigim gibi yön verebilirim hepsine.
Diyarbakirdan vazgecmeyisimin, bu bölümü seçmemin yegane sebebi budur. Çocuk sevgisi değil benimki. Fayda sağlamak.
Bu nedenle Diyarbakır'dan asla vazgeçmeyecegim.