Peki. Senin hiç bir şeyden haberinin olmadığı ve yüzlerce kilometre uzakta olduğun aylar boyunca. Bu dünyada seni çekip çeviren, yemeni, içmeni, yürümeni, koşmanı sana öğreten, canından can veren birinin eriyip bitmesidir. Bilmem inanır mısın ama, sen gelene ve şişen ayaklarına masaj yapana kadar, günde yalnızca birkaç kelime edebilen vücudunun doğaya karışmasına izin vermediği andır. Hayatın çok fazla acımasız olduğunu anlaman için de çok kısa bir süre vardır. O ayakların senin ellerin tarafından doğanın geri dönüştürücüsüne bıraktığın an, kendinden bir kısmını da bırakırsın oraya, işte bu an "o an"dır.